Oldu mu ya Erhürman şimdi!
Dün başka bugün ise başka olmak.
Muhalefet de başka, Hükümet de başka.
Dün söylenenlerin bugün arkasında olmamak, hep toplum olarak kandırılmak acı gerçeğimiz mi olacak?
Sözünün eri olmak ve sözlerinin arkasında durmak siyasette ahlak gerektirir.
Anlaşılan bu ahlak anlayışı bitmiş durumdadır.
Siyasetçilerde bunu göremiyoruz.
Siyasetçilerin birinci görevleri her zaman için verdikleri sözlerin arkasında durmaktır.
Siyaset yalanı dolanı barındırmamalıdır.
Ama maalesef dünden bugüne yalan siyasi anlayışı ve de siyasetçiler devam etmektedir.
Menfaatlerini göz önüne alan siyasetçi her türlü yalana bir kılıf uydurma arayışında da olur.
Evet, Erhürman'ın bugün yaptığı gibi!
Ne yapmış diyeceksiniz.
Ya da ne yalana sarıldı ve ona kılıf arıyor.
Evet okuyucular, CTP Genel Başkanı ve Başbakan Erhürman, Meclis Divan Başkanlığı seçiminin ilgili yasasını geçmişte, yani muhalefet de, en ateşli savunucusu olmuştu.
Ve, bizim hukukçu Başbakan, 2015 yılı Ekim ayında Hukuk, Siyasi Işler ve Dış ilişkiler Komitesinin yapmış olduğu toplantısında söz alarak komite tutanaklarına geçirdiği ifadelerde "Anayasanın 83. Madde de, Meclis Başkanının ve Meclis Başkan Yardımcısının görev süreleri belirlenmiştir. Yine ayni Anayasanın içerisinde Divanda sadece grubu olan partilerin, üyelerin yer alacağı yazılıdır. Dolayısıyla bu iki fıkra, iki hüküm birlikte yorumlanmalıdır. Yani evet, Meclis Başkanlığı, Meclis Başkan Yardımcısının süreleri bellidir ama bunların grup üyesi olması gerektiği de bellidir." Íradesini kullanmış ve bu ifadesinin komite tutanaklarına geçmesi için yoğun çaba sarf etmişti.
Evet, partilerin divanda grup üyesi şart meclis başkanlığına getirilmesi için!
Peki, TDP'nin grup üyesi var mı?
Hayır, yok!
Milletvekili sayısı yeterli olmadığı için bunu elde edemedi.
O halde TDP milletvekili Angolemli'nin Meclis Başkanlığına getirilmesi Anayasa olarak kabul sayılamaz!
Yasaya rağmen şimdi bunu savcılığa götürmek ve görüş istemek ne kadar doğrudur?
Yasaya rağmen doğru olamaz!
Yasa açıkça partinin grup üyesi olması gerekir diyorsa o zaman savcılıktan görüşe gitmek ne kadar doğrudur?
Doğru değil, olmaz da!
Hele de hukukçu olan birisinin böyle bir görüş istemesi gerçekten çok yazık!
Hele de dün başka bugün başka konuşmak!
Yazık, Erhürman çok yazık!
YAZIYA YORUM KAT