Ölüm (Yas) süreci
Ölüm dendiğinde hepimizin de bildiği üzere oldukça sarsıcı, üzücü ve bazen de şoka girmemize yol açan hayal kırıklığıyla örtülü bir duygu karmaşasıdır. Hayat, doğum ve ölüm arasındaki bir süreçtir. Bizler sevdiğimiz kişileri, değer verdiğimiz eşyaları, işimizi, evimizi ve ya eşimizle/sevgilimizle olan ilişkimizin bitmesi gibi durumlarda bu üzüntüyü yaşar, kaybımızı fiziki ve duygusal olarak yansıtırız. Bu süreç sevgi ve bağlılığımızla doğru orantılı olarak yaşadığımız duygularımızın da dışa vurumu şeklinde ortaya çıkmaktadır. Kimimiz evden çıkmama, kimseyle konuşmama, işe gitmeme hatta yemek yememe gibi normalde süregelen bir durumu biyolojik ve sosyal yaşantısına devam etmeme gibi belirtiler gösterse de, bazı kişilerde bu durum tam tersi olarak gözlenebilmektedir. Bu kişiler duygularını bastırarak çevresine güçlü görünmeye çalışmakta ve ne yazık ki, ilerleyen zamanlar için daha zorlayıcı bir süreç içerisine kendisini hazırlamaktadır.
YAS SÜRECİ YAŞANMASI GEREKEN BİR SÜREÇTİR
Ölüme (kayba) verdiğimiz tepkiler normal ve yaşanması gereken bir durumdur. Kişi kaybına verdiği üzüntüyü yaşamalı, ölümü kabullenmeli, bu süreci depresyona girmeden atlatabilmeli ve eski hayatındaki rollerine geri dönmeli yani hayatın devamlılığıyla yeniden sosyal ilişkiler kurabilmeli, iş/akademik hayatına kaldığı yerden devam etmelidir. Ancak bu durum bazı kişilerde yaşanması gereken yas sürecinin daha uzun sürmesiyle, patolojik yas olarak kendini gösterebilmekte ve daha ağır atlatılabilmektedir.
NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Beslenme, uyku gibi yaşamsal faaliyetlerimize devam etmeli, temel gereksinimlerimizi karşılamalı,
Kaybın gerçekliğini kabul etmeli ve olayların farkındalığı içerisinde olmalı,
Kayıptan kaynaklı yaşadığımız üzüntü, acı, öfke, hayal kırıklığı, çaresizlik duygularını dile getirmeli, paylaşmalı,
İnanç ve kültür doğrultusunda mezarlığa gitme gibi cenaze tören ve işlemlerine katılmalı,
Kayıp ölen kişi ise onsuz yaşamayla baş etme becerileri geliştirmeli,
Yas sürecinde bir nevi destek alma/sığınma olarak alkol ve uyuşturucu madde kullanımından kesinlikle uzak durulmalı,
Ve yas sürecinin her kişide farklı tepkilerle ortaya çıktığını, her insanın acısını yaşamasının ve bunu ruhsal ve fiziksel dile getirmesinin de farklı olduğunu bilmeli ve kabullenmelidir.
Tüm bu durumlar haricinde yas sürecinin beklenenden uzun sürdüğü, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkilediği ve sosyal hayatını yitirdiği, ortaya çıkabilecek ruhsal bozukluklarda (depresyon, kaygı bozukluğu, intihar düşüncesi veya girişimi gibi durumlarda) ise dikkatli olunmalı ve uzman birinden destek alınması oldukça önemlidir.
YAZIYA YORUM KAT