Ne dağ dediler, ne dere, ne dere yatağı...

Kokuşmuş kargalar gibi hep üşüştüler üzerine...

Memlekette parsellenmedik yer bırakmadılar...

Ne denizleri bıraktılar ne de ormanları...

Bunları da yapanlar bellidir bu ülkede...

Gariban vatandaş evsiz işsiz sürüne dursun, onlar bu bölünmüş ülkenin toprağını habire yiyip de bitiriyorlar...

Dağlar delik deşik oldu...

Çakıl kum çıkarılacak diye doğal görünümün canına ne acıdır ki okumuş oldular...

Bunlara hiç bir hükümet dur demedi bile...

Her gelen hükümet devam edin diyor...

Ülkenin doğal görünümünü bu şekilde sırf birileri kazanacak daha da zengin olacak diye katletmiş oluyorlar...

Ne umurlarında ormanlık yerler yok oldu...

Ne umurlarında dereler kurudu daha doğrusu yaptıkları beton inşaatlar yüzünden kurutuldu...

Kıbrısın kuzeyi böylelikle çöl haline gelmiş ne gayle...

Girne Meserya'ya dönmüş...

Ne gayle...

Kışın suyun altında kalıyor kimin umurunda...

Ne imar dediler...

Ne de düzenli bir kent...

Her taraf betona teslim edildi...

Sırf birileri kazansın, sırf birileri daha da zengin olsun diye...

İzinler verildi...

Verilmemesi gereken izinler...

Kışın ise şikayet ediliyor...

Ne şikayet ediyorsunuz...

Derler kapandı...

O yüzden ne şikayet edeceksiniz...

Siz verdiniz izinleri...

Sizler sayesinde bu hale geliyor buraları...

Sırf dediğim gibi birileri zenginlik sağlayacak diye canına okundu güzelim Girnemiz...

Nefes bile alamıyoruz...

Temiz hava bile yok...

Her taraf beton...

Ağaç kalmadı...

Orman kalmadı...

Nasıl oksijen alacak ciğerlerimiz...

Maalesef...

Her neyse...

Gelelim konumuz ile ilgili olan yine bu yapılaşma olayına...

Zamanın 4'lü koalisyonu döneminde yer alan CTP, HP, DP ve TDP tarafından ormanlık sayılan kocaman bir arazinin Güven yapı diye kurulan bir şirkete nasılda peşkeş çekildiği...

Bu peşkeş olayını 4 parti de kabul ediyor ve bir vekil dahi çıkıpta be ama ne yapıyoruz, kimin toprağını kimlere veriyoruz denilmiyor ve bu seçilenler sözde bizleri temsil eden vekiller olacak... 

Yazık, çok yazık! 

Ne demek orman yeri sayılan bu yeri siz birkaç GKK emekli Subaylara ve Astsubaylar bu şekilde peşkeş çekerek ve komik bir kira bedeli adı altında 40 yıllığına kiralayacaksınız... Tıpkı diğer yapılan kıyımlar da olduğu gibi ve ondan sonrada üzerlerinde koçanları da olacaktır. 

Soruyorum:

Bu ülkede bu subaylar ve astsubaylar evsiz mi kaldı? 

Evleri yok mu?

Nedir bu hal böyle?

Herkesin de evi var!

Hele de bu işe giren emekli subayları bir araştırın göreceksiniz ki hepsinin de evi var, hem de bir değil, iki evi var!

Ama yetmez değil mi?

Doyum olmaz değil mi?

Yazık!

Ya o evsiz gençler ne yapsın?

Hangi parayla bir ev alsın? 

Hangi parayla sterling kiraya gitsin? 

Evet, bunları düşünen yok!

Hele de o hükümet edenler...

O gençlere ev sosyal konut hakkı yaparak imkan yaratmayan hükümetler...

Ama iş onlara gelince bu şekilde milyon sterlin değere sahip orman alanını bu şekilde vermiş olacaklar öyle mi?

Bir de sosyal demokrat olacak Erhürman ve partisi...

Bir de yeşil partiyiz ve yeşili koruruz diyecekler...

Ya peki Cemal ve Partisi TDP...

Peki ya HP...

Yazık...

Bunlar açıkça hem yasaları çatır çatır çiğnediler, hem de kimlere hizmet ettiklerini bu şekilde ortaya koydular...

Tekrardan yazık!

Ve gönüllüler olarak bu işin peşine düştük...

Çevre gönüllüleri...

Yeşili doğayı sevenler...

Avukatlar...

Bu yüzden bunu da yargıya taşıdık...

Evet, peşini bırakmayacağız...

Orayı onlara yedirmeyiz, yedirmeyeceğiz...

Orası tekrarda yeşil alan olacaktır!