Oyalama
Dört yıl geriye mi döndük Kıbrıs konusundaki görüşmelerde.
Maalesef öyle.
Bakınız Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, gündemsiz olarak görüşmelerinin sonucunda olumlu bir takım gelişmeler elde ettiğini söylüyor.
Bu kendine göre olumlu şeyler olabilir, ama toplumun bu şekilde çözüme ve de ortak yaşamaya karşın atılan bir adımı demek değildir. Ki bunun yanında ayni gün Kuzey'den Güney'e ayrelli götürüp de satmaya çalışan vatandaşın engellenmesi konusunda nasıl bir güven söz konusu olacak?
Karşılıklı güven bu şekilde mi olacak? Nasıl güven yaratılacak bu şekilde yapılan anlayıştan sonra?
Güven duygusu karşılıklı olan bir şeydir. Karşılıklı tahammül edebilmektir.
Bugün ayrelli güneye geçemez yasaktır denilirse, nasıl birbirimize güveneceğiz?
Bu şekilde kafaya göre yasak konursa, işimiz gerçekten zor. Yeşil hat tüzüğü bu şekilde çiğnenirse, ileride neler olur varın bir düşünün.
Yani ilk önce zihniyet iyi olmalı.
Kötü bir zihniyet çözüme ve barışa kesinlikle müsaade etmez.
Rum tarafının zihniyeti bu şekilde devam ederse o zaman iki toplum arasında derin ve de kalıcı bir yara açılmış olacaktır.
O zaman iki toplum bir arada yaşayamaz.
Bu yaranın kapatılması gerekir ilk önce. Hastanın iyileşmesi demek yaraya merhem olmak demektir. Fakat Rum tarafı bunu yapmıyor ve sürekli bir şekilde güvensizlik yaratmış oluyor.
Bu şekilde şayet devam edilirse kesinlikle bir araya gelmek mümkün olmayacaktır, onu da belirtmiş olayım.
Her neyse.
Gelelim o dört yıl geriye giden ve de başarı olarak sunulmaya çalışılanlara.
1. Elektrik şebekelerin ortak kullanımı.
Yani gerek görüldüğü zaman bir birimizden elektrik alabileceğiz. Bu tip uygulama geçmişte zaten vardı ve de uyguluyorduk.
Bu yeni bir şey değil, var olan dile getirildi o kadar.
Ve bu bir gelişme olacak.
2. ‘cep telefonlarının ada genelinde kullanımı için teknik komitenin çalışma yapması’ kararı.
Evet, bu iki kararda 4 yıl geçmişin kararı.
Akıncı, bizleri 4 yıl geriye götürdü.
Bu kararlar, Nisan 2015’te liderlerin ilk buluşmasında alınmıştı. Bir de o yılda cep telefonları konusunda ‘Rumların tutumu yüzünden’ hiçbir gelişme de yaşanmamış oldu.
Yine ayni durumda araç sigortaları da bu şekilde durdu.
Hiç bir adım atılmadı.
Dört yıl aradan sonra Akıncı ise bunları gelişme diye sunacak topluma.
Peki Anastasiadis, bu 4 yıllık süre içinde ne yaptı?
Süratle tek yanlı doğal gaz çalışmalarına girdi, diğer taraftan ise Avrupa ve Arap dünyasıyla ‘Stratejik Ortaklıklar’ kurma yoluna gitti.
Peki Cumhurbaşkanı Akıncı, bu konuda ne yaptı, ne söyledi Anastasiadis'e?
Hiç bir şey!
Ve bugün bunlar yaşanırken, Rum tarafı bizleri Kıbrıs konusunda kalıcı bir çözüm yerine, küçük şeylerle sadece kandırıp oyalıyor.
Bu oyalamaya da maalesef Cumhurbaşkanı Akıncı'da uyuyor.
Yazık!
YAZIYA YORUM KAT