Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) son dönemlerde yoğun bir belirsizlik ve sıkıntıyla karşı karşıya. Ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda yaşanan derin sorunlar, mevcut hükümetin politikalarının etkinliğini sorgulama noktasına getirmiştir. Halkımız bu durumun sorumlusunun hükümet olduğunu düşünmekte ve erken seçim çağrıları giderek artmaktadır. 

KKTC, son yıllarda ciddi bir ekonomik çöküntü yaşamaktadır. Yükselen enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve işsizlik oranlarının artması, halkın yaşam standartlarını büyük ölçüde etkilemektedir. Mevcut hükümetin ekonomik politikalarda yetersiz kalması, toplumda büyük bir huzursuzluk yaratmış ve güven kaybına neden olmuştur. Bu bağlamda, erken seçim, halkın yeni bir yönetime olan ihtiyacını karşılamak adına bir çözüm önerisi olarak öne çıkmaktadır. 

Sosyal Politikalar ve Kamu Yönetimi Sosyal hizmetler, eğitim ve sağlık gibi temel alanlarda yaşanan sıkıntılar da dikkate değer. Hükümetin bu konularda etkin bir politika geliştirememesi, özellikle genç nüfus arasında umutsuzluk yaratmıştır. Gençlerin gelecek kaygıları, onları farklı arayışlara yönlendirmiştir. Hatta gençlerimiz sürekli şekilde göç etmektedir. Büyük bir beyin gücü bugün ülkeden kayıp gitmektedir. Bu da ülkenin geleceğinin bitiğini göstermektedir. Ülkede yaşanan sosyal kaygılar, erken seçim çağrısını destekleyen bir diğer önemli unsur olmuştur. 

Siyasi istikrarsızlık, siyasi arenada yaşanan çekişmeler ve meclis partileri arası çatışmalar, KKTC yönetiminin bittiğini göstermektedir. Aslında karşımızda istikrarsız bir koalisyon hükümeti var. Sadece bu hükümet, tutmuş oldukları koltukların ve yandaşların çıkarları adına hükümetlik yapıyor. Her bakanlığın büyük yolsuzlukları da bir acı gerçektir. Yolsuzluk üzerine bir hükümet kurdular dersek hiç de yalan olmaz. Her türlü ihale yolsuzluğu ve kendilerinin de bu yolsuzluklar karşısında nasılda ceplerini doldurdukları bir başka gerçektir. 

Bu şekilde hükümet olmaz! 

Her bir şeylerinde şaibeler söz konusudur. Bugün ekonomi alt üst olmuştur onlar sayesinde! 

Ekonomiyi bir türlü düzlüğe getirmedikleri hatta buna da sebep yine kendileridir. Sermaye yanlı kararlarıyla hep o kesimlere sahip çıktılar. Çünkü o sermayenin içerisinde onlarda vardır. Onlarında çeşit türlü şirketleri mevcuttur. Ama diğer yandan emekçi kesimlerin hakkında hiç bir koruyucu ve destekleyici karar almayan bir koalisyon söz konusudur. 

Sermaye yanlısı bu hükümetin kararları ve emekçilere karşı oldukları artık bir gerçektir. Bu yüzden halkın siyasi sisteme olan inancı sarsılmış durumdadır. 

Şaibeler, yolsuzluklar, zamlar, sermayenin yanında olmalar artık bardağı taşırmıştır. 

Bu noktada, yeni bir yönetim şeklinin ortaya çıkması, haksızlıkların, vurgunun ve talanın önüne geçilmesi için erken seçim şarttır. Halk, mevcut sorunları çözebilecek yeni bir yönetim arayışı içerisindedir. 

Erken seçim, bireylerin seslerini duyurabileceği bir fırsat sunacak ve demokratik düzeni tesis edecektir.

Yeni bir yönetim, sadece mevcut sorunları ele almakla kalmayacak, aynı zamanda halkın güvenini yeniden tesis etmek için de bir fırsat yaratacaktır. 

Bu bağlamda, yüz yüze olduğumuz zorlukların aşılması için erken seçim bir zorunluluk haline gelmiştir. Hükümet edenlerin seçimden kaçmaları nereye kadar olacak ki öyle ya da böyle bir erken seçime gidilecektir.