Özker hoca, seni unutmayacağız...
22 Kasım 2005...
Takvimler o günü gösterdiğinde bir büyük acı gündü...
Evet o gün bir emekçi...
Halk adamı...
Yurtsever...
Sosyal Demokrat...
Sol anlayışın yolunda...
Emeğe, alın terine...
Emekçiye...
Her zaman sahip çıkan...
"Emek en yüce değerdir" diyen...
Yılmaz ve de yorulmaz bir büyük insan...
Öğretmen...
Siyaset adamı...
Ama gerçek anlamda bir siyaset adamı olan birisi...
Yani Özker Özgür...
Onu o gün yitirmiştik...
Acımız büyüktü...
Çünkü kolay değil böyle bir insanın ölümünü işitmek...
Kolay değil onu kaybetmek...
Haksızlığa ve adaletsizliğe karşın hep mücadele etmişti...
Emeğin partisi olan CTP'de ömrünü hep emek yolunda, hep emekçilerin yolunda mücadele ederek devam etmişti Özker hoca...
Geri adım hiç atmadı...
Hatta bu sözü halen daha kulaklarımda:
"Davul bizim boynumuzda, tokmak Türkiye'nin elinde"...
Evet...
Buna hep karşı durdu...
Hep isyan etti...
Yani Türkiye'ye teslim olmadı...
Layıkıyla CTP'nin her zaman Genel Başkanı olmuştu...
Hatta fazlasıyla CTP'nin Genel Başkanı olarak yıllarca partisinde yer almıştı...
Kolay değil bir parti başkanının o düzen içerisinde mücadele vermesi...
Kolay mı işgal düzenine karşı durabilmesi...
İşte Özker Özgür bunu ne pahasına olursa olsun yerine getirendi...
Dimdik ayakta durandı...
Kıvırmayan...
Yalaka olmayan...
İşgal anlayışına boyun eğmeyen bir büyük insandı...
Liderdi...
Halkın lideriydi...
Yaratılan bu kokuşmuş düzen karşısında Yeni düzende Bakış köşesinde yazdığı yazılarıylada Kıbrıs Türk toplumunun yanında ve bu adada varlığımız yolunda olduğunu kalemi ile hep korkusuzca yazarak ispatlamıştı...
Cesur Genel başkanlığı ve köşe yazıları nedeniyle, düzen ve onun bekçileri kesinlikle rahatsızlık duyuyor ve onu her şeyi ile susturmaya, korkutmaya, sindirmeye çalışmıştı... Ama kesinlikle bunlardan geri adım atmayarak mücadelesine ve onuruna sahip çıkmaya hep devam dedi...
Türkiye'nin işine gelmediği söylemleri ve yazdığı yazıları nedeniyle ona karşı saldırılar her zaman yapılmaya da devam edilmişti... Hatta Türkiye'ye girişine bile yasak getirilmişti... Pasaportunu da iptal etmişti TC yetkilileri... Neden? Çünkü Türkiye idarecilerin emirlerine karşı durdu, riayet etmedi... Dayatılan her türlü Ankara'nın baskı politikalarına boyun eğmeyen ve mücadele veren gerçek bir Kıbrıs Türkü'nün siyasi partisinin Genel başkanıydı... Yani Kıbrıs Türkü üzerinde oynanan tüm oyunlara karşı durduğu için TC yönetimi karşısında istenmeyen adam da ilan edildi...
Evet..
Özker Özgür çok bedel ödedi...
Siyasal hayatında ne bu düzene karşı boyun eydi, ne de Ankara'ya boyun eydi... Susmadı, teslim olmadı...
Bedeli ne olursa olsun...
Ne yapılırsa yapılsın...
Özker hoca'yı korkutma...
Yapılan bombalamalara...
Yine düzenin yanında yer alan ve bu kokuşmuş düzenin mimarı Denktaş'a karşı durarak kendini göstermişti...
Açılan dava yoluyla elinden arsası alındı, Denktaş tarafından...
Ama yine de susmadı...
Yoluna devam etti...
Böyle bir insan nasıl unutulur...
Unutmayacağız...
Unutturmayacağız...
Onun saygıyla ve özlemle anıyorum...
(Arşivinden)
YAZIYA YORUM KAT