Pamela: Duygusal yapımlar daha organik
Rock müziğin sevilen isimlerinden Pamela, bu kez arabesk şarkılar konusunda hünerini gösterdiği ‘Yara’ albümüyle dinleyicilerin karşısına çıktı.
– Albümün ismi neden ‘Yara'?
En güzel ismin bu olacağını düşündüm çünkü bütün şarkılar aşk acısından bahsediyor. Hepimizin aşk yarası var. Bütün şarkıların sözlerinde hep bir kavuşamama, özlem, acı çekme var. Hepimizin yaşadığı mutlaka en azından bir tane öyle bir aşk olmuştur.
– Şarkıları seçerken nasıl bir süreç geçirdiniz?
Şarkı seçimini çok uzun bir sürede yaptık. Birçok şarkıyı ilk olarak tek gitarla kaydettik. Bir yandan bazı şarkılar çok eski olduğu için varislerine ulaşamadık ve eledik.
– Albüme koyamadığınız için üzüldüğünüz şarkı var mı?
Var. Müslüm Gürses'in ‘Kal Benimle' şarkısını koyamadık. Söz ve bestecisinin varislerine ulaşamadık. Kayahan'dan da parça koymak istiyordum ama onların da telifle ilgili davaları var. Bülent Ersoy'dan bir şarkı var.
Tiyatroda üçüncü sezon…
– ‘Aşk Listesi' oyununuyla tiyatroseverlerin karşısına çıkıyorsunuz. Bu proje devam edecek mi?
Ediyor ama bir dönem ara vereceğiz. Hem benim yoğunluğumdan dolayı hem de KATS Sahne'de başka oyunlar da çıktı. Bu oyunla üçüncü sezondayız. Yine oynarız belki ayda bir-iki kere ama eski yoğunluk olmayacak.
Çok heyecanlandım
– Çok kült şarkılar var albümde. Bu şarkıları yeniden yorumlamak cesaret isteyen bir iş mi?
Tabii ki, insan heyecanlanıyor çünkü çok büyük seslerin şarkıları. Kibariye, İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses gibi… “Bu yorumların üzerine nasıl çıkacağım?” diye bir şuursuzluğum olmadı. Yorumumu kattığım anda insanların keyifle dinleyebileceği şarkıları seçtim.
– Forumlarda ve sözlüklerde birkaç kişi bu albümün yapılma nedenine dair “Acaba ticari kaygı mı var arkasında?” sorusunu sormuştu. Bu soruya verdiğiniz cevap ne?
Ticari bir kaygıyla yapmadık. Pasaj Müzik ile “Bir proje albümü yapalım” dedi. Birçok toplantı yaptık; sonra da proje albümünün nasıl olacağını düşünürken, “Eski arabesk şarkılardan mı oluşsa acaba?” fikri gelişti. Albümün sound'ı Batı ile Doğu'nun buluşması gibi. Sazdan elektro gitara büyük bir yelpaze var…
– Kayıt süreci nasıl geçti?
Bütün enstrümanlar canlı kaydedildi. Şarkıları önce akustik gitarla söyledik. Bana uyacak olan tonu bulmaya çalıştık. Albümün aranjeleri Hüseyin Çebişçi, Efe Demiryoğuran, Gökhan Tümkaya, Cihangir Aslan tarafından yapıldı. Bu ekiple birbirimizi çok iyi anladık. Dolayısıyla bu, albüme de yansıdı. Hiçbir şarkı diğerine benzemiyor.
– Son birkaç yılda daha duygusal ve karamsar eserler mi ortaya koyuluyor?
Aslında ben tam olarak böyle hissetmiyorum. Öyle olsa pop şarkıları bu kadar patlamazdı. Galiba duygusal ve akustik yapımlarda verilen his daha organik ve bundan dolayı insanlar o şarkıları daha yakın hissediyor, içselleştiriyor. Biz albümdeki şarkıları bilgisayarla yapmış olsaydık aynı hissi vermeyecekti.
Şiir kitabı yolda
– “Görmek istemiyorsun, gör artık' dedi evren” diye bir şiir paylaştınız sosyal medyada. Şiir kitabı projesi var mı gündeminizde?
Geçen sene İnkilap Yayınevi'yle bir anlaşma yapmıştım. Çoktan çıkması lazımdı aslında kitabımın ama vakitsizliğimden dolayı oturup bitiremedim bir türlü. Bu sene bitireceğim. Kitap hem şiirlerimden hem de küçük denemelerden ibaret olacak.
– Paylaştığınız şiirde bahsettiğiniz ve görmek istemediğimiz şey ne?
Bu her an değişiyor. Benim o sırada başıma şöyle bir şey gelmişti. ‘Aşk Listesi'ni oynayacaktık. Canımı sıkan bir şey vardı biriyle alakalı. Ben onu içime atıyordum. Tam kostüm değiştirirken, oyunda birlikte rol aldığım Ümit'in (İlban) parmağı pat diye gözüme girdi. Böyle işaretler verdiğini düşünüyorum evrenin. Bir şeyi gördüğün halde, görmezden geliyorsun. Bir insanla alakalı olabilir. Hayatında yaşadığın bir durumla alakalı olabilir. Metaforik şeyler kullanmayı seviyorum.
HABERE YORUM KAT