Rantları ve çıkarları uğruna
Dün, 5 haziran 2022 dünya çevre günüydü. Peki, KKTC'de çevre ne alemde?
Herşey yolunda mı?
Temizlik söz konusu mu?
Sağlıklı bir çevrede yaşıyor muyuz?
Çevreye ne kadar değer veriyoruz?
Çevreyi koruma ve geliştirme bilincine eriştik mi?
Gençler çevre konusunda üstüne düşeni yapıyor mu?
Yaşanılacak bir çevre de yaşama bilincini beynimize kazıdık mı?
O doğrultuda üstüne düşeni yapıyor muyuz?
Yoksa herkes bildiğini istediğini mi yapıyor?
Çevreciler gerekli adımları atıyorlar mı?
Yoksa sadece bir yere kadar mı?
Ve daha da çok sorular sora biliriz çevre adına değil mi?
Aslında küçücük olan bu ada yarısı ülkemizde çevrenin toparlanması ve tam anlamıyla sağlıklı olarak ele alınması hiç de zor bir şey değildir.
Yeterki istenilsin.
Yeterki ülke sevgisi olunsun.
Yeterki çıkarlar değil, ülkenin coğrafi yönden dengede tutulmasıdır.
Yapılması gerekenlerin, olması gerekenlerin göz önünde olmasıdır.
Menfaatler, çıkarlar bir yere bırakılarak temiz ve yaşanması mümkündür aslından bu ada yarısı güzel ülkemiz de!
Bunlara da öncelikle her birey saygı göstermeli ve gereğini yerine getirmelidir. Küçük yaşta çocuklara bunu aşılamak ve doğru yönde eğitmek aile ve eğitim kurumların zorunlu görevleri olmalıdır. Olmalıdır çünkü bu ülkede yaşıyorsak, temiz ve sağlıklı yaşamak hepimizin hakkıdır. İnsanından tutunda diğer tüm canlıların yaşamaya da hakları vardır.
Yaşadığımız ülke sadece biz insanların değildir bunu da bilmeliyiz.
Her türlü canlı şarttır.
Onları dengede tutmak gerekir.
Yok ederek aslında onları değil, giderek kendimizi de yok ettiğimizi görmeliyiz.
Betona çevrilen ülkemiz.
Çöle dönen ülkemiz.
Yeşili yok edilerek gelişi güzel yapılaşma ile sağlıksız bir yaşamı ortaya koyuyor. Temiz hava yerine, oksijensiz hava yerine, kirli ve hergün de daha da kirli bir yaşamın söz konusu olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz, fakat başta da belirttiğim gibi çıkarlar ve randlar yüzünden kıyıma ve yok etmeye devam ediliyor.
Çevre bilinci yerine insanlarda çıkar ve para anlayışı ile yapısal alanda herşeyi de yerler bir ediliyor. Alt yapı sıfır. Yapılaşma nedeniyle kanalizasyon olayını da hiç düşünmeyecek bir anlayış ile sırf para, sırf kazanmak, aç gözlülük ile kirli lağım sularına teslim bir ülke!
Özellikle Girne'nin hali gerçekten de çok kötü!
Kanalizasyon yetersizliği ya da yapılaşmaya göre yapılmadığı gerçeği ile bugün girne pisliğin içerisinde!
Birçok yerlerine girilmiyor kokudan!
Özellikle de arıtmanın yetersizliği nedeniyle akan lağım suları denizleri kirletmeye devam ediyor.
Girne Kaşgar hotelin arkasına bir bakınız, orada göreceksiniz o akan insan dışkılarını! Sözde arıtmanın var olduğunu söyleyenler, Belediye, Kaymakamlık, Turizim ve çevre Bakanlığı!
Evet.
Bu yönetimler eliyle sahiller de bu şekilde pislik içerisinde!
Denizlere girmek de sakıncalı sağlık adına!
Ama ne yapıyorlar?
Hiç birşey!
Kendi elleriyle ülkeyi çevreyi bu şekilde katletmeye zarar vermeye devam ediyorlar.
Peki ya Esentepe'ye ne demeli?
Çok yazdık, çok uyardık, ama ne gaylesinde yöneten sözde idarecilerin!
O bölgeye dikkat edin, o bölgedeki ağaçların büyümediği daha doğrusu kurulduğu söz konusudur.
Ya peki orada yaşayan halkın?
Kanser vakasının en fazla olduğu yer!
Nedeni ise santralin yıllarca bacasında filtresiz çalıştırılıyor olduğu ve çıkan zehirin hem insanlara, hem denize, hem de tabiatın her bir şeyine zarar verip yok ettiğidir! Bir de bunun yanında kalitesi düşük ve zararlı akaryakıtın kullanımıyla bir o kadar daha tehlike artmıştır.
Ve tüm bunları da yapan idareciler oluyor.
Ve yine bu idareciler; dünya çevre gününde demeçler, açıklamalar yapıyorlar.
Çevre sağlıktır.
Çevremizi koruyalım.
Ve daha neler neler.
Halbuki onlar değil mi her türlü zararı verenler.
Evet.
Rant ve çıkarlar uğruna birlikte hareket ediyorlar ve yaşanası bir çevre bırakmıyorlar.
YAZIYA YORUM KAT