126 emekli büyükelçiden Montrö açıklaması

126 emekli diplomat bir araya gelerek Kanal İstanbul projesiyle tartışmaya açılan Montrö Boğazlar Sözleşmesine ilişkin açıklama yayınladı

Açıklamada, "Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açar. Kanal İstanbul'dan vazgeçilmelidir" denildi.

Türkiye'yi dünyanın önemli merkezlerinde temsil etmiş 126 emekli diplomat bir araya gelerek Kanal İstanbul projesiyle tartışmaya açılan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin kritik tarihsel önemini vurgulayan ortak bir yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, "Kanal İstanbul, Montrö Sözleşmesi'ni tartışmaya açacaktır. Atatürk Türkiye'sinin, Lozan Antlaşması'ndan sonra en büyük diplomasi başarısı olan Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması ise Türkiye'nin İstanbul-Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açar. Kanal İstanbul'dan vazgeçilmelidir" denildi.

Aralarında bakanlık, Dışişleri'nde müsteşarlık, genel müdürlük ve sözcülük de yapmış olan imzacı diplomatlar arasında Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) ilk sivil müsteşarı olan emekli büyükelçi Sönmez Köksal, halen BM İşkenceyi Önleme Komitesi üyesi olan Erdoğan İşcan, eski AİHM yargıçlarından Rıza Türmen de yer aldı.

Büyükelçilerin açıklamasında, Montrö'nün Türkiye'ye olan kazanımlarından bahsedilirken, "Kanal İstanbul ve ÇED Raporu'nda sözü edilen Çanakkale Kanalı, ABD'nin Montrö'yü tartışmaya açmak amacına hizmet edecektir" ifadesi kullanıldı.

Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılmasının Türkiye için 'gerçek bir beka sorununa yol açacağı' belirtilen açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti üzerinde çeşitli emelleri olan devletlerin çıkarına hizmet edecek olan Kanal İstanbul'dan vazgeçilmelidir" denildi.

T24’ün haberine göre, 126 büyükelçinin imzaladığı açıklama şöyle:

"Kanal İstanbul, Montrö Sözleşmesi'ni tartışmaya açacaktır. Atatürk Türkiye'sinin, Lozan Antlaşması'ndan sonra en büyük diplomasi başarısı olan Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması ise Türkiye'nin İstanbul-Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açar.

Montrö, Türkiye Cumhuriyeti'nin, ülkenin askerden arındırılmış, uluslararası yönetime ve denetime bırakılmış son parçası üzerinde mutlak egemenliğini tescil eden belgedir.

Montrö, Boğazlar üzerinde yüzyıllar süren ve Osmanlı Devleti'nin ortadan kalkmasına varan tarihi sürecin tekrarlanmasını önleyecek dayanağımız, kozumuzdur.

Montrö, Türkiye'nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir.

Montrö, Rusya'nın da güvenliğinin temel bir belgesidir. Rusya, 1936'nın koşullarında, zamanın Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa ve Dünya siyasetindeki konumu, ağırlığı ve güvenilirliği nedeniyle güvenliğini Türkiye'nin ihtiyarına ve kararına bırakabilmiştir.

Ancak, Sözleşme'nin imzasını takiben, Boğazlarda daha fazla söz sahibi olabilmek için Türkiye'yi ikili bir yardımlaşma anlaşması yapmaya zorlamak istemiştir.

Atatürk, İnönü ve T. Rüştü Aras, Montrö varken başka anlaşmaya gerek olmadığı ve Montrö'yü tartışmaya açmanın, Türkiye'ye kazandıklarını kaybettireceği düşüncesi ile bunu kabul etmemişlerdir. Rusya Boğazlar üzerindeki iddia ve beklentilerinden bugün de vazgeçmemiştir.

Montrö Sözleşmesi'ne taraf olmayan ve Sözleşme'yi Karadeniz'e dilediği gibi çıkmasının önünde engel olarak gören müttefikimiz ABD, yıllardır Montrö'yü ortadan kaldırmaya veya kendisinin de taraf olacağı yeni bir sözleşme yapılmasını sağlamaya çalışmaktadır. Kanal İstanbul ve ÇED Raporu'nda sözü edilen Çanakkale Kanalı, ABD'nin Montrö'yü tartışmaya açmak amacına hizmet edecektir.

Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması, Türkiye'ye bütün bu kazanımlarını kaybettirebilecek yaşamsal bir egemenlik ve güvenlik, kısacası gerçek bir beka sorununa yol açacaktır. Türkiye Cumhuriyeti üzerinde çeşitli emelleri olan devletlerin çıkarına hizmet edecek olan Kanal İstanbul'dan vazgeçilmelidir.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz."

Türkiye Haberleri

Akar: 3’üncü Dünya Savaşı’na hazır olmalıyız
Fidan: KKTC’nin hak ettiği yere gelmesi için çalışmaya devam edeceğiz
Bahçeli: Türkiye, Azerbaycan ve KKTC’nin ortak alfabeye hazır olması Türk birliğinin müjdesidir
Fidan: Kıbrıs’ta iki halk ve devlet var
Erdoğan ile Hristodulidis görüştü