Tahsin Ertuğruloğlu ve Kemal Dürüst için yargıya gidildi HP tarafından...
Polis, herhangi bir delil ve belge varsa durumu savcılığa aktaracak...
Devleti zarara sokmak...
Ülkenin kaynaklarını peşkeş çekmek...
Ve rüşvet konusu...
Ama bakıyorum da ne Tahsin Bey, ne de Kemal bey, bu yargı olayından rahatsız görünmüyorlar.
Evet, rahatsız değiller.
Hatta ne yaptılarsa, nereye imza koydularsa, bunların hepsini de savcılıktan görüş alarak yaptıklarını söylüyorlar.
Yani Başsavcılığın görüşü ile her türlü ihaleye imza atıyorlar.
Her neyse...
Onlara göre...
Yasal sayılan ve de suç unsuru bulunmayan bir görüş var savcılık tarafından.
Evet.
Kendilerini öyle savunuyorlar.
Bu davalık konusu gündemdeyken ve de HP tarafından polise intikal edinmişken aklıma taksicilerin izin kurulu üye olayı geldi.
Ízin kurulunda taksiciler birliğini temsilen başkan Kemal Gözay kurul üyesi olarak orada bulunuyordu.
Ama bakın görün ki Kemal Gözay izin kuruldan alınarak yerine UBP üyesi olan ve Birleşik Taksiciler Birliğine üye olmayan birisi getiriliyor. Ve her türlü kararı ise izin kurulunda çıkarılıp, alınıyor. Gerek verilen "T" izinleri olsun, gerekse "Zet" izinleri.
Harıl harıl keyfi ve de gereksiz kişilere dağıtım yapıldı. Bunun akabinde Kemal Gözay yargıya başvurarak ara emri kararı alarak izin kurulunun çalışmasını yargı yolu ile durdurdu. Neticede mahkemenin kararı ile bakanlık suçlu bulunarak Kemal Gözay izin kurulundaki görevine tekrardan getirildi. Fakat dağıttılan izinlerin iptali yapılmadı. Yargı, bunları ne acıdır ki yasal olarak gördü. Atadıkları UBP'li izin kurulunun üyeliği mahkeme tarafından yasal değildir denildi ve görevden alındı. Ama diğer yandan ne acıdır ki peşkeş çekilen izinler yasal sayıldı.
Evet, bu bağlamda yargı sistemi nasıl ve ne şekilde çalışıyor?
Bu yargı nasıl yargı değil mi?
Her neyse...
Gelelim açılacak dava olaylarına...
Ercan ihalesine...
Ve diğer ihalelere...
Ne olacak bunlar?
Yargı, izin kurulunda yer alan durum gibi bir durum çıkarmayacak mı?