Bundan sonra şarkılarda, filmlerde yaşayacak olan Adnan Şenses’le 9 Şubat 2013’teki son buluşmamızda konuştuklarımızı da katarak, onun 84. doğum günü şerefine hayatını bir kez daha hatırlayalım.
MARANGOZLUKTAN ŞARKICILIĞA
1935 yılının ağustos ayında Bursa'da dünyaya geldi. Daha sonra ailesi önce Ankara'ya sonra İstanbul'a taşındı. İlk ve ortaokulu Karagümrük'te tamamladı. Babası onun marangoz olmasını istedi ama Şenses'in aklı fikri ve yüreği müzikteydi. Elbette her nimetin bir külfeti vardı. Adnan Şenses de gazinolarda sahneye çıkana kadar neler çekti, neler…
Babası Muhsin Bey ve annesi Emine Hanım’ın arasında
“1956 yılında, babam iyice ustalaştığıma inanıp bana marangoz dükkanı açtı. Ama hayatım müzikti benim. Hele Zeki Müren'i dinlerken kendimden geçiyordum. Sonunda arkadaşlarımın da gazına gelerek, bir gün dükkana kilidi vurup kendimi Beyoğlu'na attım. Evden de kaçmıştım. Çünkü dükkanı kapadığımı duyan babam, beni görürse öldürebilirdi.”
İSTİKLAL’DEKİ YAZIHANE
Adnan Şenses, o dönemin ‘şöhret fabrikatörü' olan ünlü menejer Tikofiş Hasan'ın İstiklal Caddesi'ndeki bürosuna gitti…
“Merhum Tikofiş, ben yalvarınca ‘Madem ısrar ediyorsun, oku bir şarkı da dinleyelim' dedi. ‘Bir Kendi Gibi Zalimi Sevmiş Yanıyormuş' şarkısına başladım. Tikofiş şarkıyı yarıda kesti; ‘Sesin karga gibi. Senden bir bok olmaz' dedi. Yıkıldım, gözyaşlarına boğuldum. Yatacak yerimin olmadığını öğrenince, ‘O zaman bu yazıhanede kalırsın. Gelenlere çay verir, ortalığı süpürürsün' dedi. Sevinçten uçtum.”
Adnan Şenses’in asıl mesleği marangozluktu. Ancak onun kalbi her zaman müzik için attı
HAYATI GEMLİK’TE DEĞİŞTİ
Adnan Şenses için başka bir hayat vardı artık. Turneler, konserler, ünlüler. Müzeyyen Senar'dan Safiye Ayla'ya kadar valizlerini taşıdığı ünlüler arasında mutluydu… Onun beklediği bir fırsattı ve sonunda o fırsat hiç beklemediği bir anda karşısına çıktı. “Gemlik'te Atlas Sineması'nda Sabite Tur konseri düzenlemiştik. Ancak konser saatinde Sabite Hanım gelemedi. Sahneye çıkıp seyirciyi oyalamak için Tikofiş'e yalvar yakar oldum. Sonunda ‘Tamam karga, çık bakalım' dedi. Beni önce yuhalayan seyirci, üçüncü şarkıdan sonra alkışlamaya başladı. Tabii dördüncü şarkıda ben salya sümük ağlamaya başladım. Bu arada Sabite Hanım da sinemaya gelmiş ve beni dinlemiş. Sahneden inince ‘Tikofiş bu çocukla ilgilen, burnunun dibindeki yeteneği göremiyorsun' demiş.”
ALTI EVLİLİK YAŞADI
Adnan Şenses o geceden sonra hızla yükseldi. Öyle ki, 1960'ta Tepebaşı Gazinosu'nda Zeki Müren'e rakip olarak çıkarıldı. Asıl yükselişi ise devrin en ünlü yıldızlarından olan Suzan Yakar'la tanışmasıyla başladı. ‘Fakir Şarkıcı' adlı filmde başrolü oynadı ve 1962'de “Annen yaşında bir kadın, sakın nikahlanma” diyenler olsa da, dinlemedi ve evlendi. 1963 yılında da aralarındaki yaş farkı nedeniyle ‘ana oğul' yakıştırılması yapılan Yakar ve Şenses boşandı.
Bu arada Ankara Radyosu'na girdi ve 16 yıl görev yaptı. Sinemada 35 filmde rol aldı. Altın Plak dahil olmak üzere pek çok ödül kazandı. İkinci evliliğini 1964'te Meral Tunalı ile yaptı. Dört yıl süren bu evlilikten Arzum adlı bir kızı oldu. Ardından Ayten Kahraman'la nikah masasına oturdu ama bu da kısa sürdü. Dördüncü evliliğini Londra'da Christine adlı bir İngilizle yaptı, sonuç yine fiyaskoydu. 1984'te Hayal Devran'la evlendi, 6 ay sonra ayrıldı. Adnan Şenses'in altıncı ve son eşi Lale Şenses'tir.