Tam 16 yıl oldu ölümü...
Kocaman 16 yıl...
Evet...
Gazetecilik günlerinde haberden habere koşuyordu...
Motosikletine atlayarak haberlerin peşinde olmuştu her zaman...
Ne yağmur dedi, ne çamur, ne de sıcak...
Uzun yıllar Kıbrıs gazetesinde çalıştı...
Ardından ise Avrupa gazetesinde köşe yazarlığı ve bölge sorumlusu olarak görev yaptı...
Dün 16 Mart ve Ahmet Karaman abinin ölüm yılıydı...
Kocaman 16 yıl...
Onun kavgası...
Onun mücadelesi unutulur mu hiç?
Kesinlikle hayır!
Kolordu tarafında kaldığı günlerde ben de yazılar yazıyorum kod ismim ile...
O zaman ortam gazetemizde her gün yazılarım yayınlanıyordu...
Tabi ki o yıllarda elde yazar ve fax yoluyla gazeteye göndermiş oluyorduk...
Gazetedeki çalışan arkadaşlarda yazımızı bilgisayardan geçerek dizgiye hazırlamış olurlardı...
Bilgisayarda yazan üç arkadaş vardı...
İkisinin ismini unuttum...
Bir tek aklımda kalan Nevin abla olmuştur...
Her neyse...
Yazılarımı yazdığım geçmiş yıllarda Ahmet abi, gel bende fax var çekelim yazılarını demişti...
O yıllarda ise Karaman abi, Avrupa gazetesinde günlük yazılar yazardı...
Tabi ki daha sonraları da eşi Suzan abla da yazılar yazmaya başlamıştı...
Mükemmel yazılar...
Gerçekler dökülüyordu kalemlerinden...
Sürekli görüştüğümüzde ise Ahmet abinin o meşhur sözü ağzından çıkmış oluyordu...
Evet...
"Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" derdi...
Hatta her zamanda yazılarında da bu sözünü kulanarak yazardı köşesinde...
Yazıları bir tarihi gerçekti aslında...
Yaşadıkları...
Mücahitlik yıllarındaki anıları...
Yapılan baskılar ve de o dönemlerdeki sancaktar ya da bayraktarların mücahitlere yaptıkları hep kaleminde dile getirerek tarihî yasanmış gerçekleri korkusuzca yürekli bir şekilde topluma duyurmuş oluyordu...
Ahmet abiyi yazmak, anlatmak kolay değildir elbette...
O, tam anlamıyla Kıbrıslı ve de mücadeleden asla geri durmayan çok değerli bir insanımızdı...
Ne mutlu bana ki böyle bir değerli insanla tanışmış oldum...
Evet...
Koskoca yıllar geçiyor bu değerli insanın ardından...
Ve her gün de berbat bir yaşam içerisindeyiz...
Yok olup tükenmekteyiz...
Evet...
Bu kokuşmuş düzen içerisinde kalemi ile mücadele eden bu değerli insanımız, abmiz yok...
Ama fikirleri var...
Düşünceleri var...
Kavgası, mücadelesi var...
Halen daha kulaklarımda Ahmet abinin konuşmaları...
Dost derdi...
Gel yaz Avrupada da...
Arada bir kod ismimle yazıyordum Avrupada da...
Faşistlere karşın hiç tahammülü yoktu Ahmet abinin...
Onların ölüm tehditlerine bile aldırış etmedi...
Kan akıtmaları...
Evini avlusuna kan döküp de seni ve eşini öldüreceğiz tehditleri abimi ve eşini geri çevirmedi...
Korkup da geri dönmediler mücadeleden...
Düzene ortak olmadılar...
Susup da mamacılara katılmadılar...
Susmadılar...
Boyun eğmediler...
Ahmet abi onuruyla yaşadı...
Gururuyla yoluna hep devam etti...
O "pilavdan dönüp de kaşığını kırmadı"
Onu asla unutmayacağım...
Işıklar yoldaşı olsun...