Anlayacağınız nihai çözüme ulaşmış oldular!

Zafer Kurtuluş

Bugün KKTC'nin kuruluşunun 35'nci yılı. Kutlamalar, resepsiyonlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da yer alıyor. Yani geri kalmak yok. Ekonomi kötü dahi olsa yine de devam deniliyor. Nasıl olmasa vatandaş öder bir şekilde anlayışı ile tepemizde yer alan sözde idareciler bu şekilde devam ediyorlar. 
Türkiye'den gelen heyetlerin yemelerinden tutunda kaldıkları pahalı ve de lüks otellerin masraflarına kadar bu millet öder nasıl olmasa diyen ayni düşünceyi savunan dörtlü koalisyon hükümeti ve onun destekçisi Cumhurbaşkanı da var. 
Hatta Akıncı, Lefkoşa Tulip otelde vereceği kokteyli bile davetiye ile ulaştırma yolunu devlet postasıyle değil, para harcamak için özel kargo ile yapıyor. Yani masraf vatandaşın sırtına! Anlayacağınız değişen bir şey yok geçmiş hükümet olan UBP, Eroğlu ve Talat gibi. Devran aynı şekilde sürüp gidiyor. Bugün ekonomik olarak çok daha kötü olduğumuz halde bu tip gereksiz masraflardan kaçmıyorlar ve ödesin vatandaş diyorlar. Hiç bir tedbir yok, gereksizce harcama yapılıyor. Sırf kutlama olsun diye.
Bu kutlama neyin kutlaması oluyor ki? 
Bir şeylerin zaferi mi oluyor? 
Yoksa kaybetmenin zaferi mi bu? 
Kaç kişi buralardan göç etti? 
Sayı bayağı yüksek! 
Kurulan bu yapı, bu düzen, eller havada kabul ediliyor meclisten ve ilan ediliyor KKTC. Tabii ilan edilen KKTC, Denktaş'ın tekrardan seçilmesini getirmiş oldu. Çünkü Denktaş, seçilme süresini doldurmuş oldu. Bu nedenle KKTC ile tekrardan seçilip de halkın tepesine oturacaktı. Bunu da Türkiye istiyor ve de destekliyordu. Neden istemesin ki, burayı bu şekilde kendinin idaresine katmış olacaktı Denktaşla birlikte! Zaten Denktaş adanın birleşmesinden yana değildi. Onun hedefi Türklük dünyasına girmekti. Bölünen Kıbrıs'ın kuzeyi kendi seçilmesini, hem de elde edeceklerinin hesabının konusuydu. Hesabında başarılı oldu. Her türlü imkanı ailesine, çevresine kattı. 
Bir de şu vardı onu unutmadan yazalım. Eğer ki mecliste kim KKTC'nin ilanına karşı çıkarsa, milletvekillikleri o gün düşecektir denildi. Tabi ki ondan önce Villa Fırtına diye bilinen yere toplanılıp, muhalefet orada ölümle de tehdit edilmiş oldu, eğer ki eller havada KKTC ilan edilmezse! Muhalefet buna cesaret koyamayıp eller havada baskı ile kurulan KKTC'yi böylelikle kabul etmiş oldular. Bugün bu yapının kimlere ve nelere hizmet ettiği apaçık ortadadır. 
Bu yapıyı söz de kabul etmeyenler ise bu yapının içerisinde yer aldılar. Milletvekili, Başbakan ve hatta cumhurbaşkanı da oldular. Bir numaralı KKTC savunucusu, hatta Denktaş'tan da öte oldular. Bakınız Dağda yer alan o dev bayrağın ışıklandırmasına karşı çıkan ve oraya zeytin ağacı dikilmesini her fırsatta dillendiren Akıncı, bugün ise oranın o şekilde devam etmesini kabul etmiş oluyor. 
Dolayısıyle bugün KKTC ilanı tüm meclise giren siyasilere büyük rant sağlama kapısı olmuştur. Bu yüzden bu şekilde sürüp gitmesinden yanadırlar. Hepsinin de hedefi birdir. Burasının bu şekilde işgal olarak devam etmesidir. Her türlü hukuk dışı işlerin böylelikle transit geçişi devam etsin!
Son olarak şunu yazarak noktayı koyalım. 
Bayraklar, tanklar, toplar, askerler, resmi geçişte. Akıncı'da selamlamak için yerini aldı. Yani anlayacağınız nihai çözüme böylelikle ulaşmış oldular!