Vatandaşın 1976’dan itibaren yapılan seçimlerden sadece bölgesel seçimlerde yapılan haksızlıkların önüne geçebilecek bir seçim sistemi talebi vardı.
En büyük gerekçe de bölgesel seçimlerdeki populist yaklaşımların vatandaşa huzursuzluk vermesi ve bu yönde özellikle İktidar politikacılarına çıkar sağlaması idi.
1990 yılında mevcut bu seçim sistemi vatandaşlar için değil İktidar politikacıları için değiştirimiş ve seçime gidilmiştir.
1990 seçimlerine bu seçim sistemine karşı UBP dışındaki Üç parti güç birliği yaparak seçime katılmış (TKP-CTP-YDP)bir de YKP seçime katılmıştır.
Seçim dönemi çok çok gergin geçmiş ve toplum Denktaş tarafından Milliyetçiler ve hainle olarak bölünmüştür. Sonuç olarak bu adaletsiz seçim sisteminden UBP 50 sandalyeli mecliste 34 sandalyeye sahip olmuştur.
Seçim sonrası UBP dışında milletvekili çıkaran partiler seçim sistemini protesto edip meclise girmemişlerdir.
UBP dışında seçilen vekillerden üçünün meclise girmemiştir. Bundan cesaret alan UBP meclise girmeyen milletvekillerinin vekilliklerini düşürmüş ve 1991 de ara seçimler yapıp bir kişi dışındaki vekillikleri da kazanarak meclisteki sayısını 45’e yükseltmiştir. Fakat toplumsal baskıya fazla dayanamayıp seçim sistemini tekrar eski şekline getirip 1993’te eski seçim sistemi ile seçime gitmiştir.
Bu tarihten sonra Lefkoşa bölünerek ortaya iki ilçe, Mağusa bölünerek iki ilçe olmuştur bu şekilde KKTC’deki ilçe sayısı beşe çıkartılmıştır.
Son seçimlere kadar bu seçim sistemi kullanılmış seçmen de populist politikaların hat safhaya ulaştığı bu sistemden kurtulmak için baskısını artırmıştır.
Seçmenin iki büyük şikâyeti vardı birisi populist politikalardan kurtulmak, ikincisi da bağımsız adayların seçilme şansının olması.
Bağımsız adayların seçilme talebi siyasi partiler yasasına göre bir partiden aday olmanın yolu Parti Başkanına bağlı olduğu için birçok değerli insanımızın milletvekili adayı olamamasından kaynaklanmaktaydı. Karma oy sistemi ile vekiller kendi lehlerine olan bu sistemi kullanabilirken ve de karma oylarla parti içindeki sırasını yükseltirken sistem bağımsız adayların seçilmesinin önüne barikat koymaktaydı.
Siyasi partiler yasası değiştirildi ancak Parti Başkanlarının sultası ortadan kaldırılamadı.
Seçim sisteminin değiştirilmesine sıra gelince da bu kez vekillerin seçilme şansını koruyacak ve yine bağımsızların seçilemeyeceği bir sistem arayışına gitmişlerdir.
Bula bula öyle absürt bir seçim sistemi bulmuşlar ki iddia ediyorum meclisteki milletvekillerinin yarısından fazlası bu sistemi açıklayamayacak durumdadır.
Onların bile anlamadığı veya zor anladığı bu seçim sistemini vatandaşa kimler nasıl anlatacaklardır?
İddia ediyorum ki bu seçim sisteminde seçime gidilecekse önce pusula basımında ciddi zorluklar yaşanacaktır.
Sonra oyların seçmene anlatılmasını güçlüğü ortaya çıkacaktır.
Sonra sayım işleminin yapılmasında sandık görevlilerinin eğitilmesinde ciddi güçlükler yaşanacaktır.
Varsayalım seçimler yapıldı ve oyların yarısı geçersiz sayıldı. Ama istenen oldu mu?
Bir sistem değişikliği o işin daha düzgün yapılması için geliştirilir. Yani bizim vekillerimiz sadece kendilerine yarayacak seçim sistemi ararken bana göre sistemi daha da bozdular..
Her zaman olduğu gibi bizim vekillerimiz hep Ayı, Güneşi yeniden keşfetmenin peşindeler.