Her insanın kendi içinde korkuları, acıları, telaşları, pişmanlıkları, kaygıları ve öfkeleri vardır. Farkında değiliz ama bunların hepsi bize zarar vermekten, kötü hissettirmekten başka bir işe yaramıyor. Kurtulmak istiyoruz ama yapamıyoruz belki gerçekten kurtulmak istemiyoruz ya da bunu yapmaya cesaretimiz yok. Birinin bizi harekete geçirmesine ihtiyacımız var işte bu yazımda bunun için elimden geleni yapacağım. Kesin olan şey şu ki bunların bizi ileri değil geriye götürüyor olduğu. Hepsi aslında omzumuzda birer yük ve gittikçe bizi daha da aşağı çekiyor. Neden ileri gitmek varken geri gitmeyi tercih ediyoruz? Neden üstlerine bir çizgi çekemiyoruz? En önemli soruda bence şu; Neden kendime bu eziyeti yapıyorum? Bu soruyu kendinize sorun, cevabı içinizde arayın, bulmak için acele etmeyin. Benim önerim içinizdeki korkuları, acıları, telaşları, pişmanlıkları, kaygıları ve öfkeleri birer balona benzetmeniz, şimdi bu balonları elinizde tuttuğunuzu hayal edin, isterseniz bu görüntüyü somutlaştırıp çizin, renklendirin. Somutlaştığında gözünüze daha yapılabilir gelebilir. Tabi ki kolay bir süreç olmadığını söylemeliyim ama burada kendinize inanarak ve gerçekten isteyerek yola çıkarsanız yapmamanız için bir neden yok. Hayat bu kadar kısa ve değerliyken omzunuza bu kadar yük yüklemeyin. Evet şimdi balonlarınızı yavaşça ve teker teker gökyüzüne doğru bırakmak için bir adım atmaya hazırmısınız?