Bundan önceki yazımda Türkiye ile ilişkilerde 7 Eylül 1955’deki Londra Konferansının önemini yazmıştım.
Bu konferanstan sonraki tüm gelişmeler biz Kıbrıs Türk’ünü Türkiye ile yakınlaştıracağına uzaklaştıran politikalar üzerine kurulduğunu görmekteyiz. Özellikle 1974 sonrası yaşananlar bu düşüncemi doğrulamaktadır. Arada önemli bir fark şudur.
1974’e kadar Kıbrıs Türkü bir bütün olarak hareket etmiştir. Ortak noktaları ne Rum’a ne İngiliz’e yama olmamak için mücadele etmekti. Bu mücadele yıllarında da bir tek Atatürk ilke ve inkılâplarını ortaklaşa paylaştığı Türkiye idi.
1974 sonrası Türkiye Kıbrıs’ın kuzeyinde tek hâkim Devlet olarak kendini göstermektedir.
Her geçen yıl Türkiye’yi yönetenlerin Atatürk ilke ve inkılâplarından sapması oranında Kıbrıs Türküne bakış açısı değişmiştir. Bu gün Türkiye her geçen gün ümmetçiliğe yaklaşırken bu durum Kıbrıs’a da yansımıştır.
Bu gün KKKTC tarikat, tekke ve zaviyelerle kuşatma altındadır.
Enteresan olan KKTC’de kendilerini milliyetçi olarak tanımlayan gerçekte bu ülkenin kaymağını yiyen kesim da onlarla birlikte hareket etmektedir.
Sözde milliyetçi olan bir partinin Bakanı Ümmet mitinginde kürsüye çıkarak ‘’Benim için önemli olan Bakan olmak değil ÜMMET olmak önemlidir’’diye nutuk atmakta. Bir başka Bakan ‘’ biz camiye giden, kuran okuyan, oruç tutan bir toplum istiyoruz ‘’Diye beyanat vermektedir. Bütün bu söylem ve beyanatlar kurulu düzenin ayakta kalması için verilen ödünlerdir.
İşte Türkiye’nin kabuk değiştirirken en büyük kazancı KKTC’de kendisine böylesi bir taban oluşturmasıdır.
Kıbrıs Türkü içinde oluşturduğu bu taban özellikle Kimlik girişi ile vatandaş olanların büyük bir kısmı ile birleşince egemen güç haline gelmiştir.
Kısacası artık Atatürk ilkelerine sahip Kıbrıs Türkü da bölünmüştür.
Son gelişmeler Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanmaktadır. Tüm Türkiye’deki siyasi partiler, basın güç birliği içinde Kıbrıs gerçeğini bilerek ve bilmeyerek Kıbrıs Türküne hakaretler yağdırmakta ve en acısı kendi düzenlerine uymayanları ‘’Rumcu’’ilan etmeleridir.
Siz ÜMMETCİ olabilirsiniz ama Kıbrıs Türkü sahtekârların dışında hep ATATÜRKCÜ kalacaktır.
Çözüm istemek Rumcu olmak değildir. Kıbrıs Türkü bunu anlayacak kadar kültürlüdür.