Halk tedirgin, çaresiz ve de korkuyor. Yaşanan olaylar karşısında nasıl tedirgin olmasın ki. Yaşanan kötü olaylar halkı tabi ki de korkutuyor, tedirgin ediyor. Bunun yanında doğal olarak çaresiz olduğu da ortaya çıkmış oluyor.
Olaylar çözülüp biteceği yerde her gün yeni tehlikeler ülkede artmaya devam ediyor.
Yani sorunlar giderek artmaya devam ediyor.
Çünkü her gelen içeriye alınıyor.
Bu nedenler vatandaşlar tedirgin olmaya korkarak yaşamaya devam ediyor.
Neden rahatça yaşanmasın?
Yolda huzurlu ve endişesiz yürümek varken, neden tam tersi olsun?
Evinde, iş yerinde, huzurlu ve güvende olmak zor bir şey mi?
Bu güveni ve huzuru sağlamak bu kadar zor mu?
Hayır, hiç de değil!
Vatandaş olarak herkesin huzurlu bir şekilde olması gerekir.
Gerekir, bu da her bireyin hakkıdır.
Devlet bu hakkı, koruması kollaması şart!
Ama bakıyoruz da böyle bir devlet göremiyoruz.
Devlet güvenliği sağlayamıyor, koruyucu olamıyor.
Hele de artarak devam eden ve arkası kesilmeyen şiddet olaylarına ne demeli.
Bu şiddet olayları karşısında toplum doğal olarak etkileniyor ve psikolojik olarak her bireyin üzerinde olumsuz şeyleri yaratmış oluyor.
Bunun neticesi olarak da kişiler, her türlü eğilime sürüklenir. Kavgadan tutunda, yaralamak ve hatta ölüme kadar korkunç vakalar böylelikle meydana gelmiş olur. Ülkede sürekli artan kötü olaylar yanında bir de cinsel saldırı suçları ne acıdır ki önlenemez hale gelmiştir.
Peki uyuşturucu bağımlısı haline gelişimiz ne olacak?
Nasıl önlenip duracak?
Gidişatı iyi olmayan toplumlarda her türlü tehlike bu şekilde çoğalır ve huzur güven diye bir şey kalmaz.
Yaşanan bu olaylar karşısında insanlar üzerinde artık hiçbir güven söz konusu olmayacağı ve haliyle artık her şeyin rahatça yapılacağı da aşikar olur.
Zaten gidişat o yöne doğru hızlı bir şekilde gidiyor.
Bakınız ülkemizde giderek artış gösteren başta şiddet olmak üzere, her türlü olaylar karşısında toplum olarak herkes huzursuz oluyor.
Herkes yaşanan bu kötü korkunç olaylar karşısında aman benim de başıma her an gelebilir diyerek kaygı ve endişe içerisinde oluyor.
Bu kaygı ve endişe doğal olarak insanın ruh halini de bozmuş olur.
Bunu akabinde de daha farklı tehlikeler yaşanmış olur.
Devlet bunları görmüyor mu?
Özellikle ülkeye gelen yabancıların yol açtığı her türlü olayların karşısında devlet neden gereken önlemi yerine getirmiyor?
Sürekli yazdığımız ve de uyandığımız ülkeye girişlerin kontrol altına alınmasına neden gidilmiyor?
Olayların durması ve de önlenmesi ancak bu şekilde mümkün olacaktır.
Fakat mümkün olan yapılmıyor.
Herkes dilediği şekilde ülkeye alınıyor.
Bunlar olacak şeyler mi?
Ülke halkının huzurunu devlet sağlaması koruması gerekmez mi?
Ne zaman devlet bunu yerine getirecek?
Ne zaman huzurlu bir ülkede yaşamış olacağız?
Bu kadar zor mu bunları yapmak?
Evimizde rahatça yaşamak hakkımız değil mi?
Her gün aman ne olacağız, korkusu mu yaşayacağız?
Öldürülen Gökhan Naim gibi şimdi sıra bende mi diyerek korku ve telaş içinde mi olacağız?
Bu şekilde devlet olunmaz!
Bu şekilde hükümet hiç olunmaz!
Vatandaşın huzurunu sağlamak bir görevdir.
Bu görevi yerine getirin.
Ha şayet bunu sağlayamayız diyorsanız, çıkın bunu topluma söyleyin ki vatandaş da başının çaresine bir şekilde baksın artık.