Çin’de başlayarak tüm dünyada büyük bir yankı uyandıran Corona virüsü ülkemizde de korku unsuru olmuş bir salgın olarak karşımıza çıkıyor. Virüsün yayılma gücünün yüksek olması korkuları arttırıyor. Sosyal medya aracılığıyla hızlı bir şekilde paylaşılan bilgiler insanların sürekli maruz kalmasına neden olurken doğru bilginin yanlış bilgiden ayırt edilmesini zorlaştırıyor. Küresel anlamda maruz kalınan bu durumun psikolojik yansımaları elbette olumsuz olabiliyor. Salgın hastalıkların beklenmedik ve yaşamı tehdit eder yapısı korku ve kaygı uyandırıcı olmakla birlikte bireylerin yaşamsal faaliyetlerini değiştirmelerine ya da kısıtlamalarına neden olabiliyor.
İnsanlar konser alanları, alışveriş merkezleri veya toplu taşımalar gibi kalabalık yerlere korkuyla yaklaşıyor veya bu alanlardan kendilerini çekiyorlar. Böylesi bir durumda kişinin sosyal hayatı, iş hayatı veya eğitim hayatı gibi önemli alanlar etkilenebiliyor.
Bilinmezlik ve tehdit uyandıran salgın, insanların psikolojini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kişilerde panik atak, yüksek düzeyde stres, fobi, uykusuzluk, yeme sorunları gibi rahatsızlıklar artış gösteriyor.
CORONA VİRÜSÜ’NÜN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Aynı zamanda Corona hakkında haberlere veya yetişkinlerin konuşmalarına maruz kalan çocuklar korkabilir ayrıca ebeveynlerdeki panik hali çocuklarda aynı olumsuzluklara neden olabilir. Bu sebeple ebeveynlerin çocukların yanında yapacakları konuşmalara dikkat etmeleri gerekmektedir. Buradan konu hakkında tamamen sessiz kalmak doğru değildir. Tamamen sessiz kalarak gerçeği yok saymak çocuğun endişelerini arttıracaktır. Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olarak Corona virüsü ve diğer tüm hastalıklardan korunma yolları açısından bilgi vermek en doğrusu olacaktır.
Virüse yönelik farkındalığın artması yaşanan olumsuz psikolojik durumların kontrol altına alınmasında önem taşıyor. Bu gerçeği kabul ettikten sonra panik halinden çıkarak gerekli önlemler konusunda bilinçlenerek buna uygun adımlar atılması önemli. Gerekli korku düzeyinin bilinçli hareket etmemizde bize yardımcı olacağını fakat günlük yaşantımızı olumsuz etkilemeye başladığında kontrol altına almamız gerektiğini unutmamalıyız.