Doç. Dr. Aysin Sinal, sosyal medyanın son zamanlarda birçok insanın hayatını etkilediğini belirtirken, birçok insanın da hayatının mahvolduğunu, bazı insanların hayatına da parasal yönden katkı koyduğunu belirtti.
Sinal açıklamasında, “Sosyal medyada devamlı olarak yaptığın her şeyi veya yapılan her şeyi gözetliyorsun, okuyorsun sosyal medyada logaritmik bir yapı içerisinde devam ediyor. Sürekli yapılan reklamlar olsun, propagandalar olsun, koyulan videolar olsun sanki durmadan kendini ona göre ayarlaman gerektiği hissine kapılıyorsun geri kalmamak, yetişebilmek için sanki bir yarış içine girmiş gibisin. Bir an bunlardan geri çekildiğini düşün büyük bir şansın olur, fırsatın olur kendi hayatını daha iyi ele almana veyahutta görmene bazı şeyleri daha iyi
anlamana sebep olur fakat toplum için daha da önemli olabilir. Çünkü toplum sanki karartma perdesi altında ve devamlı toplumun her hareketi gözetleniyor sosyal medya altında insanları baya bir depresif yapabiliyor bilhassa gençliği bilhassa ergen döneminde olan çocukların üzerindeki etkisi çok büyük” dedi.
“Sosyal Medya Bağımlılığı İnsanın Artık Beynine İşlemiştir”
Sinal açıklamasında ayrıca, “Her şey gerçek değilmiş gibi baktığın zaman siyaset içine bile girebilmiş, seçimler, propagandalar sanki gerçek değilmiş gibi o etkiyi verebiliyor sanki kimyasal bir bağımlılık varmış gibi. İnsanlar bağımlı olabiliyor bir de tabii yatkınlık varsa ki bu aile yapısına, psiko dinamiklere bakıldığında çocuğun gelişim döneminde bazı takıntılar veya tamamlanmamış yarım kalmış gelişim evrelerinden dolayı saplantılar oluşması halinde
bağımlılığın daha fazla olduğunu görüyoruz. Bağımlılıklar çeşitlidir alkol bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı, internet bağımlılığı var, medya bağımlılığı var. Bunun yanında seks bağımlılığı var, kumar bağımlılığı var. Tabii ki bir kaç belli başlı dev dediğimiz sosyal medya gruplarından facebook olsun, tik tok, instagram olsun kendileri açık açık söylemişlerdir. Programlarının içerisine bağımlılığı teşvik eden bir çok unsuru kattıklarını söylemişlerdir. Görüyorsunuz insan elinden bırakamıyor çünkü o bağımlılık insanın artık beynine işlemiştir. Tabii bunlar meydana getirilirken bir çok istatistikler göz önüne alarak yapılmıştır ve bir amaç var. Amaç şudur; şu kadar kitleye, şu kadar nüfusa etki ederek onları bir yere sabitlememiz, bir yere bağlamamız için ne yapılması gerekiyor? Özel eğitilmiş uzmanlar, psikologlar,
psikanalistler kullanılmıştır. Daha çok bağımlılığı arttırabilmek için uzman kişiler kullanılmıştır. Medya devleri bir çok ilaveli programları kullanarak insanlara sunmuşlardır. O yüzden insanlar bu kadar bağımlı olmuştur” şeklinde konuştu.
“Öz Çekim Yapılırken Yaşanan Bir Çok Kazada İnsanlar Hayatlarını Kaybediyor”
“Uyuşturucu gibi, kumar gibi kötü değil fakat günün sonunda bir bağımlılıktır. Örneğin; özçekim (selfie) yaparken niye özçekim yapıyor? Öz çekim yapıp instagrama koyacak, internete koyacak. Öz çekim yapılırken yaşanan bir çok kazaları duyduk. İnsanlar hayatlarını kaybediyor. Neden? Sosyal medyasına koyup daha fazla beğeni kazanmak için bu da onların hayatının mahvolması anlamına geliyor. Google , facebook gibi devler sadece manipülasyonu
yapmıyor , ellerinden geldiği kadar bağımlılığı arttırıcı programları katıyorlar. İnsan ister istemez kendini bunların ağında buluyor. Bu gibi sosyal medya ortamında reklam verenleri suçlamıyorum, şahsen kınamıyorum. Bunların her hangi bir art niyetli düşüncesine olmayabilir. Mesela televizyona reklam verildiği zaman sadece iki-üç dakikalık , geçici bir şey oluyor. Bilboard reklamı verdiğiniz zaman görüp geçersiniz. İnsanlar paralar harcıyor,
internet ortamında reklam veriyorlar. Dediğim gibi durmadan bunu gözümüzün önüne getiren ,bizi bunlara dev kuruluşların başındaki kişilerdir. Arama motorlarında , sosyal medya hesaplarında gezinirken takip ediliyorsun, gözetleniyorsun çünkü nereye baktığınızın, araştırdığınızın farkındalar. Dolayısıyla istedikleri şekilde istedikleri şeyi önümüze çıkartıyorlar”.