Dalga denizde olur derler.
Ama gelin görün ki siyasette de dalga geçme terimi cuk diye oturan bir terim.
Özellikle KKTC’de siyasi partiler 44 yıldır vatandaşla dalga geçme konusunda bir birleriyle dalga geçme yarışı içinde halkla dalga geçiyorlar.
Gazeteci dostum Cenk Diler bu konuda kalınca bir kiştap yazarak bu siyasi partilerin halkla nasıl dalga geçtiklerini belgeleri ile yayınladı.
Bu dalga geçmenin boyutu o kadar büyük ki anlamak mümkün değil.
Ülkede ekonomik kriz var seçime gidiliyor bir parti başkanı çıkıp sadece “Bu krizin çözümü cebimde’’ diyor halk da buna inanıp onu tek başına iktidar yapıyor.
Ayni dönemde ‘’Biz emekliden vergi almayacağız diye belge imzalıyor. Seçim sonrası Maliye Bakanı oluyor ilk icraatı Emekliden vergi kesmek. Emekli şaşkın yargıya koşuyor. Ayni Bakan hata yaptığını kabul edip kesintilerin iade edileceğini söylüyor. Ama mahkeme kararının yaptırımı yok ödemiyor.
Sayfalar dolusu seçim bildirgeleri ile yola çıkan sol olduğunu iddia eden partiler bakın söz verdiklerinin hangisini yaptılar. Emekçinin ezilmesinin önüne mi geçtiler? Yoksa dinsel eğitime karşıyız deyip okullara da din dersini seçmeli ders mi yaptılar? Hala Sultan kolejinin müfredatını mı denetleyebildiler?
En enteresan olan da bu söylediğini yapmayan siyasi partiler hep halkın baş tacı.
Benim bir değerlendirmem var KKTC’de yaşayan seçmenin %90’ı bir yaba %10’u bir yana. Tabi bu yüzdelikler seçimlerde küçük farklarla değişir. Bu %90 son seçimlere kadar UBP-CTP ve DP’nin aldığı oy oranı idi. Son seçimlerde bu %90 oranı UBP-CTP-DP-HP –YDP ve TDP toplamı haline gelerek %90’ı fersah fersah aşarak neredeyse %98’e ulaştı.
Bu da bize siyasette vatandaşla dal geçmenin faydalarını anlatır.
Garip olan bu dalga geçilen halkın erken seçim olmazsa drt yıl 364 gün bu partilerden memnuniyetsizliklerini dillendirirken son 24 saatte yine ayni partilere oy vermesidir.
Bu konuda da yıllar önce siyasete ara verdiğim 1993 döneminde şöyle tarif etmiştim ‘’Gencin rüşvetinin asgari ücrette bir memuriyet, çiftçinin rüşvetinin bir dönüm tarla, memurun rüşvetinin bir barem içi artış ve koltuk olduğu bir ülkede siyaset yapılmaz.’’ Aradan çeyrek asır geçti değişen bir şey yok.
Bunları anlatmama neden olan Başbakan Erhürman’ın KTTO’da katıldığı bir toplantı sonrası açıklananlar.
Başbakan Tufan Erhürman da içinden geçilen ekonomik süreçte kimsenin kendisini sorunun dışında tutamayacağını ve toplu hareket edilerek, darboğazdan asgari bütünsel hasarı alarak çıkılmasının şart olduğunu vurguladı.
Lefkoşa Eziç’teki basın toplantısında duyurulan kampanyaya göre, odaya bağlı bir grup firma 102 marka ve üründe yarın başlayıp bir ay sürecek çeşitli indirimler uygulayacak. Açıklamalarda hangi ürüne ne oranda indirim yapılacağı ise belirtilmedi.
Bakın bu ülkenin kaymağını yiyen ticaret erbabı halka eşeğini kaybettirip semersiz olarak yakalatmanın zevkini Başbakanla nasıl yaşıyor.
KTTO’ya mensup bazı firmalar bir ay süresince 102 kalem malda indirim uygulayacakmış?
Bu firmalar ve indirim yapacakları ürünler nelerdir? Bunların da açıklanması gerekir.
Yoksa satamadıkları mallarda indirim var diyerek yine vatandaşları mı kazıklayacaklar?
102 kalem mal bir ithalatçı firmanın listesinin yanında hiç sayılır.Bu nedenle bu ürünler açıklanmalı, Hatta bu ürünlerin kriz öncesi fiyatları ve kriz sonrası fiyatları ile indirim miktarları da açıklanmalıdır.
Siz krizde %100 %200 zam yapacaksanız ve şimdi dövizin gerilediği bu günlerde sağladığınız fahiş karın bir bölümünden vazgeçecekseniz ve buna da Hükumet sevinecek.
Hadi size hayırlı işler.. İşbirliğinizin devamında fayda var!!!!!
DALGA GEÇMEYE DEVAM HAK EDİYORUZ..