DAÜ Sağlık bilimleri fakültesi korona virüsüne karşı alınması gereken önlemleri açıkladı

DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından “Corona (Korona) Virüsünden Korunma Yöntemleri” başlıklı bir konferans düzenlendi

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından, halk arasında “Koronavirüs” olarak bilinen COVID-19 virüsü ile ilgili bilgilendirme ve virüse karşı nasıl önlemler alınabileceği ile ilgili farkındalığı arttırmak amacıyla “Corona (Korona) Virüsünden Korunma Yöntemleri” başlıklı bir konferans düzenlendi. DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi ve DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Eker tarafından verilen konferans, DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Amfisi’nde gerçekleştirildi. Konferansa, DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehtap Malkoç’un yanı sıra, fakülte öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Malkoç, COVID-19 virüsü ile ilgili ciddi bir bilgi kirliliği oluştuğunu ve bu yüzden halkı ve DAÜ öğrencilerini doğru bilgilendirmek amacıyla söz konusu konferansı düzenlediklerini belirtti.

“Panik Yapmayın”

Açılış konuşmasının ardından, Yrd. Doç. Dr. Levent Eker, COVID-19 virüsünün nasıl çıktığı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından nasıl tanımlandığı ile ilgili özet bilgi verdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün her gün virüsle ilgili durum raporu yayınladığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Eker, virüsün 60’ın üzerinde ülkeye yayıldığını, yaklaşık 86 bin kişinin virüsten etkilendiğini ve virüsün 3 binin üzerinde ölüme yol açtığını belirterek, virüsten korunmanın yollarını anlattı. Öncelikle panik yapılmaması gerektiğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Eker, paniğin hata doğurduğunu belirterek, aynı zamanda umursuz davranmanın da ciddi sonuçları olabileceğini ifade etti. Sağlık otoritelerinin önlemlerine ve önerilerine uyulması gerektiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Eker, insanoğlunun sonunda virüse karşı galip geleceğini belirtti.

Nasıl Bulaşır?

Virüsün genellikle solunum yoluyla bulaştığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Eker, aynı zamanda temas yoluyla da bulaşıcılığının bulunduğunu kaydederek, “İnsanların bu virüse karşı herhangi bir bağışıklığı bulunmamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü ve ABD Hastalık Kontrol Merkezi, virüsün 2 ile 14 gün arasında değişen bir kuluçka dönemi olabildiğini açıkladı. Henüz bir aşı veya antiviral tedavisi yok. Aşı geliştirmek uzun süren bir süreç olduğundan, bu aylar sürebilir. Dolayısı ile virüse yakalanmamak için alınması gereken tedbirler büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Nasıl Korunmalıyız?

Ateş ve öksürüğü olanların, çok acil olmadığı sürece seyahat etmemeleri gerektiğine vurgu yapan Yrd. Doç. Dr. Eker, “Eğer öğrencilerimizin ateş ve öksürük şikayeti varsa, lütfen okula gelmesinler ve en yakın sağlık kuruluşuna başvursunlar. Öksürürken ve hapşururken avucunuzun içine hapşırmayın. Yanınızda her zaman kağıt mendil bulundurun ve kağıt mendile öksürüp hapşurun. Ardından kağıt mendili hemen çöpe atın. Yanınızda taşımayın. Eğer kağıt mendiliniz yoksa, avuç içi yerine dirsek içinize öksürüp hapşurun. Virüs, cansız yüzeylerde 6-8 saat arasında hayatta kalabiliyor. Canlı yüzeylerde ise bu süre çok daha fazla. El yıkama çok önemli. Gün içerisinde elinizi sık sık mutlaka en az 40 saniye boyunca sıvı sabun kullanarak iyice yıkamanız gerekiyor. El yıkanırken, avuç içleri, parmak araları ve sık sık unutulan başparmakların da iyice sabunla ovulması gerekiyor. El yıkandıktan sonra da kağıt havlu ile silinip, kağıt havlunun çöp kutusuna atılmalıdır. Eğer el yıkama fırsatı yoksa, eller en az %60 alkollü dezenfektan ile dezenfekte edilmeli” diye konuştu.

Maske İşe Yarıyor Mu?

Halk tarafından özellikle seyahat esnasında kullanılan lastikli maskelerin kendilerini virüsten korumayacağını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Eker, “Sağlıklı insanların maske takmasına gerek yoktur. Normal lastikli maskeler sizi virüsten korumaz. Yalnızca N-95 adı verilen maske, virüslerin %95’ini süzmesiyle bilinir. O maske de sürekli kullanılmamalıdır. Maske takan kişiler kendilerini koruduklarını zannediyor. Ancak virüsten korunmanın en önemli yolu, doğru şekilde el yıkamak ve temastan kaçınmaktır. Bu Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisidir. Toplu yaşam alanlarında, özellikle kapı kolları veya asansör düğmeleri gibi nesnelere direk avuç içi veya parmak ucuyla temas edilmemelidir. Temaslar kağıt havlu veya mendil ile yapılmalıdır. Cihazlar ortak kullanılmamalıdır. Eğer kağıt havlu veya mendil yoksa, kapılar dirsek ucuyla açılmalı, asansör düğmelerine ise parmak bükerek parmak sırtı ile temas edilmelidir. Selamlaşma esnasında kesinlikle tokalaşmamalı ve öpüşülmemelidir. Bol bol sıvı tüketilmesi önerilir. Aynı zamanda, C vitamininin dışarıdan aşırı takviyesi zararlıdır. Normal seviyede portakal, greyfurt ve limon tüketilmesi, ihtiyaç olan C vitamininin karşılanmasını sağlayacaktır” şeklinde konuştu. Konferans, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. Konferansın sonunda, DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehtap Malkoç, Yrd. Doç. Dr. Levent Eker’e, tokalaşmadan teşekkür belgesi takdiminde bulundu.

Eğitim Haberleri

Yücesoy: Çocuk Hakları Sözleşmesi uluslararası hukuk bağlayıcılığı olan sert hukuk kaynakları arasındadır
LAÜ Eğitim Fakültesi öğrencileri bilgilendirme toplantısında bir araya geldi
LAÜ’nün geleneksel 'Neşeli Cumartesileri' başladı
Atatürk LAÜ’de anıldı
LAÜ İletişim Bilimleri Fakültesi Oryantasyon Günü düzenledi