Devam edeceğiz…

Mehmet Davulcu

1980 yılının ilk günlerinde, askerliğimi tamamlayıp terhis olduktan sonra Şubat ayında kamu görevlisi olarak çalışma hayatına atıldım.

Aynı yıl içinde KTAMS'ın iş yeri temsilcisi oldum.  Çok geçmeden genel kurul yapıldı ve Yürütme Kurulu üyesi seçildim.

Kamu görevinden ayrılıp gazeteci olarak çalışmaya başladıktan sonra da sendikacılıktan vazgeçmedim.  TKP'de siyasete başladığımda sendikacı ve gazeteciydim.  TKP kapatıldıktan sonra siyasetten uzak kaldım. TKP Yeni Güçler siyasal yaşama dahil olduğu günden bu yanan sendikacı-gazeteci ve siyasetçi olarak devam ediyorum.

Bu yıllar boyunca toplumsal muhalefet içinde aktif olarak yer aldım. TKP iki kez kısa süreli olarak koalisyon ortağı olarak hükümete geldi. Her ikisinde de devlette hiç bir siyasi göreve getirilmedim. TKP’nin hükümette olduğu o kısa süreler içinde de muhalif duruşumu sürdürdüm. Toplumsal muhalefet adına yapılan tüm grev ve eylemlerde aktif olarak yer aldım.

Bunları niye anlattım?

Bunları anlatmaktaki amacım, sözü "güç ve eylem birliğine” getirmektir.

1980'den bu yana içinde yer aldığım sendika veya siyasi partilerde hiç tereddütsüz en geniş güç ve eylem birliğini savundum.  Sadece savunmakla kalmadım, uygulayıcısı da oldum.

Ne kadar başarılı olabildim o ayrı tartışma konusu. Ancak bu ülkede siyasal yelpazenin solunda yapılan nerdeyse tüm eylem ve güç birlikteliklerinin içinde aktif olarak yer aldım. Bazı istisnalar hariç elbette. O istisnalar da yapılan güç ve eylem birliğinin birden fazla olduğu dönemlerdir.

TKP Yeni Güçler kurulduğu günden itibaren bir çekim merkezi oldu. Siyasal yelpazenin merkezinden başlayarak solun her renginden grup ve veya kişileri bünyesinde örgütlemeyi başardı.

Son olarak da Kıbrıs’ta çözüm barış, eşitlik, demokrasi, adalet, insan hakları, emeğin hakkı alabilmesi hedeflerinde müşterekleri olan siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütleriyle eylem ve güç birliği yapma çalışması başlattık. 

Uzunca bir çalışma sürecinden sonra bizi açıktan reddeden de oldu, kabul eden de oldu. Başta sendikalar olmak üzere birçok sivil toplum örgütü, yapmaya çalıştığımız şeyi doğru bulduklarını söylemekle birlikte, açıktan katılmak veya desteklemek yerine, “siz yapın biz mutlaka değerlendireceğiz” anlamında tutum belirtti.

Sonuçta, TKP Yeni Güçler ve BKP eylem ve güç birliği yapma konusunda ilkelerini de belirleyip uzlaştı. Bu eylem ve güç birliği çabaları aleni olarak yapıldı. Her temas ve çalışma kamuoyunun gözleri önünde yapıldı. Varılan uzlaşının ilke ve hedefleri tek noktası bile gizlenmeden kamuoyuna açıklandı.

Gel görün ki, bu büyük özveri isteyen bu çalışma olumlu sonuçlanmak üzereyken çok taraflı saldırılara hedef olduk. Kıbrıs’ta çözümden, yurdumuzda ve dünyada barıştan, eşitlikten, demokrasiden, adaletten, insan haklarından, emeğin hakkı alabilmesinden yana olduğunu iddia eden bazı parti veya gruplardan üzerimize atılmadık iftira, yapılmadık karalama kalmadı. Saldırının ve hakaretin her türünü gördük.

Yılmadık!

Devam ediyoruz.

Biz, emekçi ve yurtsever halkımızın hizmetindeyiz.

Kıbrıs’ta çözüm barış, eşitlik, demokrasi, adalet, insan hakları, emeğin hakkı alabilmesi mücadelemizi yükseltmeye kararlılıkla devam edeceğiz.