Dış ticaret açığı

Arif Alasya

Bütün gelişmekte olan ülkelerde geçerli olan bir kavram. Bunun tersi yani dış ticaret fazlası veren ülkeler da zengin ülkeler gelişmiş ülkelerdir.

Dış ticaret açığı şunu ifade etmektedir ‘’Siz ürettiğinizden fazlasını ithal ediyorsunuz’’demektir. Özetle aldığı maaştan fazlasını harcayan kişisiniz. Sürekli olarak da fazlasını harcarsanız iflas edersiniz.

Dış ticaret açığı veren ülkeler bacasız fabrika diye adlandırılan iç gelişimler ile bunu kapatarak açığı azaltma veya kara geçmek için yatırımlar yapmaktadır.

Bu bacasız fabrikalar sınıfına Turizm, Eğitim, Bankacılık ve finans, Bilişim teknolojileri gibi iş kolları girmektedir.

Bu açığı kapatan ve artıya geçen ülkeler başarılı bir ekonomik kalkınma programı uygulamaktadırlar.

KKTC’ye gelince böylesi bir ekonomik kalkınma programı uygulandığı bu zamana kadar görülmemiştir.

Dış ticaret açığı belki da en fazla açık veren ülkelerin başında geliyoruz.

Yıllardır zarardayız ve bu zararı kapatmayı düşünmek yerine el açıp dilenmeyi tercih ediyoruz.

‘’Besleme’’sözü hiç gücünüze gitmesin çünkü hak ediyorsunuz.

Bizi bu hale düşüren kimler. Yıllardır sandığa gidip oy verdiğiniz kişilerin oluşturduğu Hükümetler.

Siz bizi yönetmek için seçiyorsunuz ama onlar yönetmek yerine yönetilmeyi seçerler.

Demek ki ilk suçlu bizleriz, ikinci suçlu seçilenler.

Biz neden ısrarla bu seçilenleri seçeriz?Gayet net oluşturulan düzenden beslenmek için bir umut taşıyarak.

Çocuğuma iş, bana veya eşime bir barem içi artış, Müsteşarlık, Müdürlük, Yönetim kurulu üyeliği, Tarla, Krediler v.b menfaatler için.

Sonuçta Hükümete gelenler ve yandaşları bunlardan faydalanıyor.

Kırk altı yılda bu sistemden faydalananların sayısı o kadar fazla ki geldiğimiz noktada kurulu düzeni değiştirmek da mümkün olmuyor.

Bu pandemı süreci bu düzenin değişmesi için bir fırsattı ama ne yazık ki bu düzenin kurucuları iş başındadır.

Belki da son şansımızı kaybettik.

BESLEME Kalacağız.

Üzülmeyin ve bu düzenini bizlerin kurduğunu unutmayın.