Ülkeyi gerçekten yaşanmaz hale getirdiler. Ülkede yıkım büyük bir hızla devam etmektedir. Yaşanmaz hale gelen ülkenin tabi ki suçluları halen daha başımızda tepemizde zevki sefa sürmeye devam ediyorlar. Halk ezilmeye tükenmeye giderken, bu efendiler daha da zengin, daha da bolluk içerisinde hayatlarını sürdürüyorlar. Yapılan zamlarla ve dövizin tırmanışı ile halk alım gücünün iflasını yaşıyor. Özellikle düşük maaşla ve bunun yanında asgari ücretle çalıştırılan insanlarımız tam anlamıyla çaresiz kalmıştır. Gelen bütün idareler her zaman bu kesimi dışlıyor. Bu kesim, diğer idareciler tarafından yapıldığı gibi onlarda sömürerek çalıştırılmalarına devam ediyorlar.
Birşeyleri bu çalışan kesime vermeden kalkıp fazlasını onlardan almaya ne acıdır ki UBP gibi onlarda bugün adet haline getirmiş oldular. Maaşlar yerinde sayarken ve hatta dövizin karşısında erirken, hükümet ne yapıyor?
UBP' nin yaptığını aynı şekilde yaparak zam furyası ile insanların yaşamlarını yok ediyorlar. Sosyal sigortadan emekli insanların aldıkları maaşlar da böylelikle dövizin ve yaptıkları zamları altında eriyip bitmiştir. Sözde idareci olan bu dörtlü koalisyonun parti başkanları 2400 TL ile geçine bilirler mi? Bu maaş ile bir ayı geçirmeleri mümkün mü? Temel gıdalara yapılan zamlar karşısında bu maaş bir ailenin mutfağını nasıl ne şekilde dolduracak?
Dolduramaz!
Evinde ne et görebilir, ne de hellim, ne de bunun yanında yumurtasını ve sütünü...
Kaldı ki bu insanın en doğal temel hakkıdır.
Bu hakkında bu şekilde bu insanlara verilmediği ne acıdır ki söz konusudur.
Düşük maaşlılar, asgari ücretliler ve sigorta emekliler bugün beslenme hakkından mahrum edildiler.
Ama sözde çare müeessi olan hükümet bugün hep bu kesime saldırıyor. Onların üzerilerine hep yükleniyor. Onlardan alarak belli kesimi daha da zengin ediyorlar. Emeğin, alın terinin karşılığı bu şekilde çalınarak, hükümet ve iş kesimi hep kazanıyor. Verdikleri maaşlar bunun acı göstergesidir. Zamlar ve bunun yanında birçok vergiler karşısında perişan edilen bu büyük kesim ne acıdır ki bu nedenlerden dolayı psikolojik yönden de rahatsızlık geçiriyorlar. Hemen hemen her ailede bunu acı olarak görüyoruz. Psikolojik olarak bu hale gelen insanımız, kendini ayakta tutmak için ve etrafına, ailesine, kendine zarar vermemek için ilaç almaya mecbur edilmişlerdir. Bunun suçlusu hükümet ise bu durum karşısında aynı hamam aynı tas diyerek, sosyal bir refah getirmek niyetinde olmuyor bu insanlar için!
Toplumun büyük kesiminin ruh halini bozan bu idareciler, sözde 10 maddelik bir kurtuluş paketi hazırladılar. Bu kurtuluş paketi bu insanlara kurtuluş oldu mu?
Ya da onların hayatlarını, yaşamlarını kurtaracak ne vardı?
Hiç bir şey!
Evet sevgili okuyucular, bu kötü durum karşısında ezilen ve de sürekli kan kaybeden bu insanlar ne acıdır ki bu dört başlı canavar tarafından daha da yenmeye yutulmaya devam ediliyor.
Bakınız bu aydan başlamak suretiyle bu dört başlı canavar elektriğede %15 zam getirmiştir!
Yani bu insanların hali ne olacak?
Ne yapacak bu insanlar?
Bu insanları sakinleştirici ilaçlara mahkum ettiniz, yetmedi mi daha?
Yeter be artık, yeter!