Dört fidan toprağın altında, ama onlar hesap vermeyecek!

Zafer Kurtuluş

Dört genç gitti.
Peki ne olacak?
Hayat devam edecek öyle mi?
Her zaman olduğu gibi.
Peki suçlular ne olacak?
Bakınız, Ulaştırma bakanı ve Íç işleri bakanı halen daha koltuklarında oturmaya devam ediyorlar.
Suçlular halen daha görevlerinin başında ve tabii sıcacık evlerinde!
Kafaları yastıklara vurulunca rahatça uyuya biliyorlar.
Toplumun içine, ekranlar karşısına da rahatça çıkarak demeç de veriyorlar. Üzgünüz, başımız sağ olsun, ailelerine sabırlar deniyor.
Oysa o gençler yaşaması gereken gençleridi. 
En güzel baharlarında onları ölüme götürdüler.
Yaşaması gereken bu dört genç şimdi yok!
Suçsuz ve de günahsız bir şekilde toprağın altına mahkûm edildiler.
Ama diğer yandan devletin idarecileri ve sorumluları görevleri başında ne bir yargıya hesap veriyorlar, ne de bir yargı onlar için hesap soruyor. 
Başsavcı nerede?
Ne yapıyor?
Her zaman yaptığını değil mi?
Bağımsız hareket edeceği yerde bu şekilde bağımlı bir şekilde hükümet edenler tarafında hareket etmeye devam ediyor. Tıpkı beşparmaklar da geçen yıllarda yaşanan kamyonun okul otobüse yaratmış olduğu faciasından dolayı ilgili yerlere hesap dahi sormadı. Peşine düşmedi. O dönemde ne oldu? Ulaştırma bakanı başımız sağ olsun dedi o çocuklar için ve koltuğunda oturmaya devam etti. Hiç bir hesap dahi sorulmadı kendisine! Nasıl sorulsun ki devletin her bir yanı zaten vukuatlı. 
Kim kime hesap sorar bu adaleti olmayan düzende! 
Herkes bir yerinden götürüyor bu memleketi! Yapılan hatalı yol yüzünden bu canlar bu şekilde sele kapılarak gidiyor. 

Doğru dürüst alt yapısı olmayan bir yol açılacak ve bu yolda hiç bir yetkili suçlu olmayacak öyle mi? 
Gelen seli taşıyacak alt yapı nerede?
Yok!
Akan suyun yol altından geçirilmesinin hesabı neden tam yapılmadı?
Bu şekilde yetersiz alt yapı ile yol sele mahkûm bırakıldı, neden?
Peki yol üzerine akış verilmesi suç değil mi?
Bal gibi de suçtur!
Bu resmen cinayeti getirdi işte!
Ulaştırma bakanı nasıl bu yolun açılmasını kabul etti?
Şimdi ses yok değil mi?
Ve halen daha koltuğunda oturmaya devam!
Bu ne biçim vicdan?
Peki havanın bu şekilde geleceğini bildiren meteorolojiye rağmen ne yapıldı?
Sadece sürücülerin çok dikkat etmeleri söylendi. Yağışlar kötü bir şekilde sürücüleri etkileyecek diyen polis müdürlüğü sadece bu şekilde anons geçti o kadar!
Gereken önlemi, yani önceden almadı.
Neydi gereken önlem?
O gece veya yaklaşık 3 gün süren bu yağışlar nedeni ile trafiğin kapatılması için herkesin sokağa çıkmaması adına yasak ilan edebilirdi.
Bu yasak ona yasal olarak verilmiştir.
Bunu tek başına yerine getirebilirdi.
Neden yerine getirmedi?
Bu gençlerin ölümüne bu şekilde sebep olundu.
Polis Genel Müdürü Mannavoğlu'da görevine ayni şekilde devam ediyor.
Ne bir görevden alınması oluyor, ne de hesap sorulması için yargı harekete geçiyor.
Evet, dört fidan şimdi toprağın altında!
Peki suçlular?
Onlar her zaman olduğu gibi serbest ve görevlerinin başında oluyor!