Burada kastedilen yapıcı olmayan, negatif eleştirilerdir. “Eşinizi eleştirir misiniz?” sorusuna genellikle “evet ama gerçekleri söylüyorum” cevabı sıklıkla verilir. Gerçek ya da değil, negatif anlamda yapılan eleştiriler genellikle iticidir. Çünkü doğruları söylüyorum dediğiniz şey sizin doğrularınızdır, genel geçer doğrular değildir. Yani siz, size göre haklı olabilirsiniz; ancak eşiniz sizin gibi düşünüyor mu acaba? Gelin birkaç eleştiri cümlesine ve bu cümlelerin taşıdığı anlamlara dikkat edelim. “Çok şişmansın”, “sürekli sorumsuzca davranıyorsun”, “televizyonkolik misin?”, “beni ve çocuklarını hiç düşünmüyorsun”, “konuşman hiç güzel değil” gibi… Bu örnek cümleler artırılabilir. Biz şimdi birkaçını ele alacak olursak, örneğin, eşine sürekli şişman olduğunu veya güzel konuşamadığını söyleyen birey bu yolla eşinin istediği kalıba girmesini bekler. Ancak bu cümleler kendi içinde; seni belli şartlara bağlı olarak seviyorum veya seni olduğun gibi kabul etmiyorum anlamını taşır. Sorumsuz, düşüncesiz gibi birtakım ithamlara maruz kalan birey için sorumlu olmanın veya düşünceli davranmanın standartları farklı olabilir. Bu durumda ise eşinin ne demek istediğini tam olarak anlamayacak ve eşinin kendisini acımasızca yargıladığını düşünecektir. Bir başka örnek vermek gerekirse, eşinizi televizyonkolik diye itham etmek yerine onunla sohbet etme ihtiyacı içinde olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Böylece eşinizi hem yargılamamış, hem de desteğini almış olursunuz. Negatif eleştirilerle ve suçlamalarla bireyin amacına ulaşamayacağı açıktır. Eşinde birtakım değişiklikler oluşmasını isteyen veya bazı davranışlarının hatalı olduğunu düşünen birey, amaca yönelik davranmak zorundadır. Bu da ancak acımasız eleştirileri bir kenara bırakıp, neyi niçin istediğinizi eşinize belirterek, rahatsızlığını yaşadığınız konuda eşinizin desteğine ihtiyaç duyduğunuzu ona hissettirerek ve çözüm alternatifleri sunarak mümkün olur.