Çavuşoğlu geldi ve federasyonu öldürdü.
Yani hepimizi toprağa gömmüş olacaklar.
Kendi helvamızı kavurmaya mı başlayalım?
Ölüm kefenini mi giyelim?
Evet, açık ve de nettir ki.
Selâmızı okumaya geldi işte Çavuşoğlu.
Daha ne bekliyordunuz ki.
Çözüm ve barış için geleceğini mi sanıyordunuz?
Ne zaman çözüm istediler ki?
Ne zaman çözümden yana karar aldılar ki?
Onlar değiller miydi seçime müdahele edenler.
Burada baskıyı ve de müdahaleyi yaparak kayyum'u başımıza atayanlar onlar olmadı mı?
Başımızda kayyum ya da onun emrine riayet eden memuru.
Ya da kuklası.
Tıpkı kurdukları gelmiş geçmiş kukla hükümetleri gibi.
Ne oldu kurdukları bu hükümetler ile?
Söyleyin ne oldu?
Neyi kazandı bu toplum?
Hiç bir şeyi!
Toplum bugün ekonomik yönden bitmiş tükenmiş oldu.
Yaptıkları her ekonomik işbirliği ya da kalkınma veya yardım dedikleri o protokoller yüzünden bu hallere getirilmiş olduk.
Her türlü kaynaklarımızı bitirdiler.
Üretim tesislerini kapattılar.
Evet.
Bunların suçluları hep hükümet olanlardır.
Sadece onlar mı?
Hayır!
Onlara karşı muhalefet olamayanlar da bu şekilde ortak olmuş sayılırlar.
Evet.
Kıbrıs konusunda bizlere KKTC'yi kurduranlar, ne için, neden kurmuş olduklarını hepimiz biliyoruz.
Bunları burada yazmamıza gerek yoktur.
Esas olan bizlerin varoluşunun bu şekilde sürmeyeceği ve giderek de öyle olduğu, göçün arttığı, nüfusumuzun fazlasının dış ülkelerde yer aldığıdır.
Yani vatanımızda değiliz.
Kendi evimizde geleceğimiz yok oluyor gerçeğidir.
Bu da açıkça kurdukları yapının kendimize sahip olmadığıdır!
KKTC gerçeği ne kazandırdı?
Hiç bir şey!
Federasyon öldü diyorlar!
Ve, mümkünü de olmayan iki ayrı devlet arası çözüm diyorlar.
Kim kabul edecek?
BM mi?
Rum tarafı mı?
Kesinlikle mümkün değildir!
BM güvenlik konseyi kararlarına kesinlikle uymaz ve de uymadığı gibi olamazda!
BM'nin kararları var.
Almış olduğu yasal kararlar vardır.
Ne tanınma olabilir KKTC için, ne de her hangi bir şekilde bir devlet olabilir.
Ve iki devlet modeli hep oyalama, hep yok olmayı getirmiştir bizlere nüfus yapısı olarak!
O yüzden federasyon kararına sahip çıkmak ve o yönde dünyanında onayladığı çözüm üzerinde yolumuza devam edilmelidir.
Bizler ölüm kefenini giymek istemiyoruz.
Ve mücadele etmeliyiz.
Şimdi soruyorum:
Nerede o % 48 lik seçmen?
Barış ve çözüm isteyenler nerede?
Akıncı nerde?
Erhürman nerde?
Kaybettik mi?
kabul mu edelim?
Artık toprağa gömülüyor muyuz yoksa?
Evet.
Artık toplanmalıyız.
Mecliste yer alan sol ve de barış yanlısı iki parti.
CTP ve TDP.
Artık kurtuluş için toplumsal muhalefet oluşturmalıyız.
Akıncı, bu konu da yani federal çözüm ve barış konusunda sesiz kalmamalı.
Ona tahsis edilen makamında yer alarak değil, sokağa çıkarak barışa ve de çözüm mücadelesine geçmelidir.
Aynî şekilde Talat'da ona tahsis edilen makamdan çıkmalı ve ortak birleşme yoluyla, zaten yollar birleşiyor Federasyon gerçeğinde ve bu yolda federasyonun ölümünü onaylamadıklarını göstermelidirler.
Evet.
Birleşmeliyiz!
Varlığımız, geleceğimiz için!
Yoksa?
Evet, yoksa defnedilmiş olacağız!