Eyvah Kardeşim Oluyor!

Uz. Klinik Psikolog Damla Alkan SAYGILI

Bu haftaki yazımda, ikinci çocuğunu dünyaya getiren annelerin bana en sık danıştıkları konulardan biri olan kardeş kıskançlığını sizlere aktaracağım. Her ne kadar da kıskançlık hep olumsuz bir duygu olarak bilinse de kıskançlık, Türk Dil Kurumu’na göre, başka bir kişinin, bize göre bir üstünlük gösterdiğini ya da sevilen birisinin başkası ile ilgilendiğini düşünmesiyle hissedilen duygu olarak tanımlanmaktadır. Bir başka tanıma göre kıskançlık, sevilen kişiyi, başkasıyla paylaşılmasına katlanamama anlamına gelen ve temelinde yetersizliğin ya da güvensizliğin yattığı doğal bir duygudur. Kardeş kıskançlığı ise her çocukta gözlemlenebilen doğal bir tepki olmakla birlikte, kardeşler arası kıskanma derecesi ebeveyn tutumlarına göre değişmektedir. Yeni bir kardeşin doğumu çocuk için kimi zaman istenen, kimi zaman ise istenmeyen bir durum olabilmenin yanında, yeni bir kardeşin dünyaya gelmesiyle birlikte tüm ilgi ve sevgi üzerinde olan çocuğun, ilgisi ve sevgisi paylaşılabilmektedir. Tüm bunlar çocuğun kendini terk edilmiş ve güvensiz hissetmesine neden olmanın yanı sıra, çocuğun bebeğe karşı kızgınlık, kırgınlık gibi duygular geliştirmesine ve kardeşini kıskanmasına yol açabilmektedir.

 

Kardeş Kıskançlığının Belirtileri

Çocuklarda kardeş kıskançlığına ilişkin belirtiler, yeni bir kardeşin doğumundan hemen sonra olabileceği gibi, yeni kardeş dünyaya geldikten uzun bir süre sonra da ortaya çıkabilmektedir. Kardeş kıskançlığı yaşayan çocukların bazıları bunu direk sözel olarak ifade edebilirken, bazıları ise davranışsal sorunlarla bunu göstermektedir. Kardeş kıskançlığı olan çocuklarda en sık karşılaştığımız belirtilere bakıldığı zaman şunlardan bahsedebiliriz:

1.Kardeş kıskançlığı olan çocuklar bunu, "bebeği geri gönderin", "hep bebekle ilgileniyorsun", "beni artık sevmiyorsun", "keşke hiç doğmasaydı" gibi sözlerle ifade edebilirler.

2.Kardeş kıskançlığı olan çocukların, o güne kadar kazanmış olduğu gelişim becerilerinde gerileme gözlenebilir. Örneğin yürüyen bir çocuk emeklemeye, bezden kesilip altını ıslatmayan bir çocuk, altını ıslatmaya ya da bardakla süt içen bir çocuk, kardeşi gibi biberondan süt içmeye başlayabilir.  

3.Sevilmediklerini düşünerek anneden uzaklaşabilirler, içine kapanabilirler.

4.Tuvaletlerini tutma ya da altına kaçırma gözlemlenebilir.

5.Kardeşlerine ya da başkalarına ilişkin vurma, ısırma gibi fiziksel yönden zarar verici davranışlar gösterebilirler ya da duygularını bastırıp kardeşlerine yönelik aşırı sevgi gösterisinde bulunabilirler (kardeşinin yanağını okşarken aşırı sıkmak, kardeşini ağlatacak ölçüde kucaklamak, vb.)

6.Gün içerisinde öfkeli, inatçı ve hırçın görünebilirler.

7.Uyku ve beslenme problemleri gözlemlenebilir.

8.Fiziksel bir rahatsızlıkları olmadığı halde karın ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel yakınmalar gösterebilirler.

9.Özellikle anne ve baba, kardeşle ilgilenirken ilgiyi kendi üstlerinde toplamak için anne ve babalarının sevmediği işleri yapabilirler.

Kardeş Kıskançlığının Nedenleri

Kıskançlık doğal bir tepki olmakla birlikte, kardeşler arası kıskançlığın derecesi, çocuğun kardeşi doğmadan önce, doğum sonrası sürece hazırlanmasına ve ebeveynlerin, yeni kardeşin doğduktan sonraki çocuklarına ilişkin tutumlarına göre değişmektedir. Ebeveynlerin çocuklarını doğum sonrası sürece hazırlamamaları, anne ve babaların çocuklarını kıyaslamaları, ebeveynlerin büyük çocukla doğum sonrası yeterince ilgilenmemeleri, kardeşler arası cinsiyet ayrımı yapmaları, kardeşlerin kavgalarında taraf tutmaları, ebeveynlerin, aralarındaki anlaşmazlıklardan dolayı, kendilerine yakın gördükleri çocukla iyi ilişkiler geliştirmeleri gibi ebeveyn tutumlarına bağlı etkenler kardeş kıskançlığının oluşumuna neden olabilmektedir. Diğer yandan yeni doğan bebekle birlikte çocuğun hayatında, kreşe başlama, odasının ayrılması gibi ani değişikliklerin olması da kardeş kıskançlığını tetikleyebilmektedir.

Kardeşi olacak çocuklar için anne ve babalar, doğum öncesi nelere dikkat etmelidir?

Önceden de belirttiğim gibi, büyük çocuğun, kardeşi doğduktan sonraki yaşantısına daha kolay uyum sağlayabilmesinde, doğum öncesi bu sürece hazırlanması da önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda gebeliğin yakınlarla paylaşıldığı gibi, ebeveynler tarafından çocukla da paylaşılması, çocuğun henüz kardeşi yokken, her istediği yerine getirilmemesi, büyük çocukla, onun doğumundan önceki ve sonraki dönemler hakkında konuşulması, çocuğun doğacak kardeşi için yapılan hazırlıkta, gerek onun fikri alınarak, gerekse de yardımıyla katılımının sağlanması, doğacak kardeşe yönelik alının eşyalar dışında, zaman zaman çocuk için de hediyeler alınması, çocukla, yaşına uygun olarak, doğum sonrası evde, aile içi ilişkilerde ne gibi değişikliklerin olabileceğinin konuşulması, ona bebeğin cinsiyetinin ne olabileceği, bebeğin nasıl olabileceği ve ihtiyaçlarının neler olabileceği, vb. bebeğe ilişkin bilgiler verilmesi gibi yaklaşımlar onun doğum sonrası sürece daha kolay alışmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca büyük çocuk için, bebeğin gelişine bağlı olarak yapılacak değişikliklerin (kreşe gitme, odasının ayrılması, her istediğinin yapılmaması vb.) mümkün olduğunca bebek doğmadan önce yapılmasına da özen gösterilmesi, çocuğun, doğum sonrasında yaşantısına daha kolay uyum sağlamasına destek olacaktır.

Kardeşin dünyaya gelmesiyle anne ve babalar çocuklarına nasıl yaklaşmalıdır?

1.Yeni doğan kardeş söz konusuysa, mümkün olduğunca, babalar büyük olan çocukla daha fazla zaman geçirerek, anneler ise boş olduğu ve bebeğin uyuduğu zamanlarda, çocuğun ilgi alanlarına yönelik paylaşımlarda bulmalıdır.

2.Anne çocuğundan bebekle ilgili bazı konularda yaşına uygun yardımlar isteyebilir. Ancak bu yardım isteği konusunda çocuk zorlanmamalıdır.

3.Anne ve evdeki kişiler, yeni doğan kardeşi, çocuğun önünde gösterişli bir şekilde sevmekten kaçınmanın yanı sıra, büyük çocuğa karşı da aşırı ilgi ve ayrıcalık göstermemeye dikkat etmelidir.

4.Ebeveynler, büyük çocuğa, kardeşin doğumundan sonra, ona karşı dünyasında bir şeyin değişmediği ve ona olan sevgilerinde azalma olmadığı mesajını vermenin yanında, ona bunu davranışlarla göstermelidir.

5.Ağlayan çocuğun istekleri ağladığı için yerine getirilmemelidir.

6.Kardeşler arası karşılaştırma yapılmamalıdır.

7.Her çocuğa eşit şekilde yaklaşmak yerine, her birine ayrı ayrı, kendi gereksinim ve kişilik özelliklerine uygun davranılmalıdır.

8.Çocuklara yönelik sevginizin eşit olduğunu göstermeye çalışmaktan çok, her çocuğa ayrı olarak kendisine özel bir sevgi duyulduğu gösterilmelidir.

9.Kardeşler arasında küçük çekişmelerde tartışmanın kavgaya dönüşmediği durumlarda kardeşlerin arasına girmemeli ve sorunu kendi aralarında çözmeleri için onlara izin verilmelidir. Ancak tartışma büyüyüp kavgaya dönüşüyorsa kardeşleri birbirinden ayırmak ve odalarına gitmelerini sağlamak faydalı olabilir.

10.Kardeşe yönelik olumsuz duyguları önemsememek yerine, onları kabul edip çocuk anlaşılmaya çalışılmalıdır.

11.Çocuğun kardeşine yönelik düşmanca duygularını kardeşi üzerinde uygulaması yerine, çocuğa oyuncak bebek, resim gibi simgesel yollarla duygularını ifade etmesine yardımcı olunmalıdır.

12.Çocuğun hayatında, bebek doğduktan sonra çok fazla değişiklik yapılmamalıdır.  Anne ve babalar ellerinden geldiğince, çocuğun eski alışkanlıklarını sürdürmesi konusunda çocuğa destek olmalıdır.

Ebeveynler çocukları için ne zaman uzman yardımı almalıdır?

Bütün önlem ve müdahalelere rağmen çocuk kardeşini kabullenmekte güçlük çekiyorsa ve bu durum kardeşine zarar verme, gelişimsel becerilerinde gerileme, altına kaçırma, enerjisinde azalma, geçmeyen mutsuzluk hali, tırnak yeme, uyku problemleri, beslenme problemleri gibi problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyorsa, mutlaka anne ve babalar çocukları için, çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniğine başvurularak uzman yardımı almalıdır.