Fobinin bilinen birçok türü vardır.Ama bunların en ilginç ve en az bilineni ‘Filofobi’dir.Filo yunanca da sevgi anlamına,fobi korku anlamına gelmektedir.Aşk’ı birçok insan hayat ve umut verici bir duygu olarak görür,ama bu hastalıktan muzdarip kişiler için durum böyle değildir.Bu anksiyete bozukluğu olan fobi’nin nedenleri pek çok bilinmese de söz konusu kişiye aşırı acı yaşatmış eski romantik ilişkiler ile ilgilidir.İhanet,ayrılık acısı yada hayal kırıklığının ardından “Bir daha asla aşık olmak istemiyorum”,”Aşık olmak fikri bile beni korkutuyor” diye düşündüğünüz ya da çevrenizde bu tip sözler sarfeden insanlarla karşılaştınız mı? Dikkat edin çünkü bu sözler “filofobi”belirtisi olabilir.
PEKİ KİMLER FİLOFOBİK OLMAYA YATKINDIR?
Çocukluk döneminde ebeveynlerin çocuğa istediğini yaptırmak için “söylediklerimi yapmazsan seni hiç kimse sevmez “ “baban ve ben seni terk ederiz” gibi ifadeler kullanarak çocuğun yüreğine acılık tohumları atarak korkutmaya çalışması çocuğun ileri ki yaşlarda yaşadığı bir aşk acısının ardından filofobinin ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
PEKİ KİŞİ NASIL FLİFOBİK OLUR?
Biriyle tanıştınız,ve bu kişiyle güzel vakit geçirmeye başladığınızda onunla pek çok ortak noktanız olduğunu fark ettiniz.Zaman geçtikçe bağlılığınız aşk’a dönüştü.Herseyin yolunda gidebileceğini düşünürken ya aldatıldınız ya da terk edildiniz.Kırılan kalbi onarmak zaman alır.Tekrar birini sevmeye başladınız tüm cesaretinizi toplayıp ona bunu itiraf ettiniz ama reddeldildiniz.Üst üste yaşanılan hayal kırıklığı insanın yüreğini katılaştırır.Tekrar yara almamak için kimseye derinden bağlanmama kararlı aldınz.DİKKAT sizde Filofobik olabilirsiniz.
TEDAVİSİ NEDİR?
Kişinin hayattan zevk almasını engelleyen,mutsuzlaştıran, aşık olma korkusu tedavisi olan bir anksiyete bozukluğudur. Genel olarak fobi tedavilerinin temelini yüzleşmeler oluşturur. Hasta kendi duygularından korktuğu için “imajinasyon” adı verilen “hayal etme” egzersiziyle hasta aşık olmaya maruz bırakılıyor. Filofobik kişi kademeli olarak bu korku ile yüzleştiriliyor. Yüzleşmenin ardından kişinin aşka dair kafasında yer edinmiş olan negatif düşüncelerin yerini pozitif düşünce kalıpları yerleştiriliyor. Böylece geçmişte yaşanan acı tecrübenin vermiş olduğu korku ve kaygılar geride kalıyor. Geçmişte yaşananlar sadece bir hayat tecrübesi olarak kalıyor.