Bundan önceki yazımda ‘’Dış ticaret açığı’’nın ekonomimize etkisini anlatmış ve bu açığın bacasız fabrika dediğimiz sektörlerle kapatılması gerekliliğini yazmıştım.
Bu sektörlerin başta gelenleri.
Turizm, Eğitim, Bankacılık ve finans ile KOBİ ve Kooperatifler.
1974 öncesi en gelişmiş Kooperatifçilik bizdeydi. Ancak 1983’de Kooperatif Şirketler Mukayyitliğini fasıl 114’de yapılan bir değişiklikle daire olarak Başbakanlığa bağlayıp siyasallaştırdık ve Çiftlik haline getirip amaçlarından uzaklaştırdık.
Gelişen Turizmimizi kumar üzerine kurup bir de olağanüstü teşvikler vererek ve de vergiden muaf tutarak gerektiği şekilde ekonomimize katamadık. Üstelik kondukları arazileri yok parasına icar ettik.
Eğitim sektörü gelişirken yine olağanüstü teşvikler vererek bir de vergiden muaf tuttuk.
Bankacılık ve finans yasalarını gerektiği şekilde faiz yasaları ile birlikte çıkartamadık.
Mevcut KOBİ’lerimzi düzenleyerek artıracağımıza (Örneğin 1974’de bize kalan 164 KOBİ denecek fabrikalar)yok ettik.
Şimdi ekonomimiz iflasta. Bu yukarıda saydığım sektörler yasalarla canlandırılıp dış ticaret açığı minimize edilmez veya artıya geçirilmezse 2021 yılında hemen hemen her sektörümüz tefeci ve Bankaların malı durumuna gelecektir.
En önemlisi çalışanın cebinden çalıp açık kapatmaya devam ederseniz onları ömür boyu ödeyemeyecekleri borç yükünün altına sokacaksınız.
Bunları yazarken sonuç alamayacağımı da biliyorum.
Bunca yıl Hayat Pahalılığını eşit dağıtmayı beceremeyen yüzdelik hesabı ile vererek az kazanana az çok kazanana çok vererek hep az kazananı ezen bir zihniyet mi bunları başaracak?
Rahmetli İsmet İnönü ne derdi ‘’Ha de canım sende’’