Ben küçükken öyle şimdiki gibi oyuncaklarımız yoktu. Erkek çocuklar lingiri, topaç, aşık, Pirili oynar, kız çocuklar ise beştaş, seksek oynar ama mutlu olurlardı.
İleri yaşlarda özellikle 1951 sonrası Kıbrıslı Türk kimliği altında Atatürkçü onun ilkelerine sahip bir yapıya büründük.
Toplumsal olarak orta direk bir yapımız vardı ama dayanışması en üst boyutta bir halktık. Düşünün hala daha özellikle Güneyden göç eden Kıbrıslı Türkler köylerindeki samimi anılarını anlatmakta ve o günleri aramaktadırlar.
TMT da bu kendi vatanına sahip çıkma ne Rum’a ne de İngiliz’e yama olmamak adına kurulmuş ve yemininde ‘’Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için ‘’diye başlayan bir de yemin etmişti,
1974 sonrası çeşitli adlar altında kurulan meclislerimizde is bu yemin ‘’ Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma; ‘’dair namus ve şeref sözü verildi.
Şimdi bu yeminleri edenler vatanı parsel parsel sattılar, halkı bölmek için her şeyi yaptılar. Bu güzel vatanı kumar, fuhuş, uyuşturucu, kara para aklama cenneti ve hapishanelerin sığmayacağı suç adasına çevirdiler. Parasını yok ettiler. Kullanılan enflasyonist para nedeniyle her geçen gün fakiri daha fakir zengini daha zengin ederler. Kıbrıs cumhuriyeti Anayasa’sındaki hukuk düzenimizi TC Hukuku ile karıştırarak çorbaya çevirdiler. Yargıdan kaçmak için Sayıştay yasası geçirdiler. Bankacılık ve faiz yasaları ile vatandaşı Bankalara teslim ettiler. İTEM yasası ile bedava milyarlarla dolarlık mal dağıttılar. Her yıl binlerce yeni vatandaş yapılarak bizi azınlığa düşürdüler. Her şeyimizi yok ederek bizleri besleme kendilerini da emir kulu haline getirdiler.
Bu mudur sizin namus ve şerefiniz üzerine ettiğiniz yeminleri karşılığı…
Hakkımı helal etmiyorum