Hangi makamda olursanız olun, buna kimsenin hakkı yoktur!

Muhammet Gözay

Bakınız neler yaşanıyor o cumhurbaşkanlığı sarayında.

Hiç tasvip edilecek şeyler değil aslında bunlar.

Ama gelin görün ki yapılıyor işte.

Kaç cumhurbaşkanı gelip geçti ordan ve onların eşileri böyle bir şey yapmadılar.

Hepside gayet yerinde oldular.

Kimsenin onuruna, gururuna dokunmadılar.

Kimseyi ne üzdüler, ne de rencide ettiler.

Ama bakınız son cumhurbaşkanı eşine, yani Sibel hanıma.

O diğerleri gibi olmadı.

Öyle davranmadı.

Sarayda neler yaşattı o ekmekleri için çalışan insanlara.

Ağıza alınmayacak kelimeler kullanmak da ne demek oluyor.

O insanların onurlarını, gururlarını kırmak da ne oluyor.

Her insanın onuru, gururu vardır, hiç kimse hangi makamda olursa olsun, ne isterse olsun, o insanın onurunu gururunu yerle bir edemez.

Böyle bir hakkı hiç kimsenin ne vardır ne de var olacaktır.

Ama gelin görün ki böyle tavırlar ile ilk kez bir cumhurbaşkanı eşini görüyoruz.

Evet, 13 kadın çalışana etmediğini bırakmayan Sibel hanım, bu insanları ekmeklerinden, işlerinden etmiş oluyor.

Bu insanların bazıları ya saraydan atılmış oluyorlar, ya da istifaya zorlanmış oluyorlar.

Yani böylelikle 13 kadın çalışan, ekmeklerinden edilmiş oluyorlarlar.

Peki aynı zamanda Cumhurbaşkanı Yaverine attığı fırçalara ne demeli.

Yaptığı hakaretler ve o çirkince sarf ettiği kelimeler karşısında komutan saraydan ayrılmış oluyor.

Sibel hanım bir cumhurbaşkanı eşi olabilir, ama bu şekilde bu tavırda hareket etme yetkisine sahip değildir.

Eşini ve kendini oralara getiren halktır. Halkın malı, halkın yeri olan o makamda istediğine, istediğini yapacak hakka ve hukuka sahip değildir.

O makamı istediği şekilde kullanamaz. Helede ekmeklerinden insanları etmesi hakkına hiç sahip değildir!

Ne demek onuru ve gururu olan o kadın çalışanlarına gerizekalılar, aptallar, beyniniz yok ve ameliyatla yağlarını aldıracağına gidip de beynini aldırsaydın diyecek kadar oluyor.

Ne demek böyle bir hakaret!

Bir insan bir insana bu şekilde hakaret edemez!

Makamı ona bu hakkı hiç vermiyor.

Mevkisi insanları aşağılamak için ona verilmiş değildir.

Herkes haddini bilmelidir.

Nedir bu şımarıklık?

Nedir bu utanmaz?

Dört yıldır orada bulunacaksınız ve oradaki insanlara yapmadığınız kalmayacak, bu ne hadsizlik böyle?

O makam size mi tahsislidir?

O makamdan kimler geldi kimler geçti ve hiç biri de kimseyi rahatsız etmedi bile. Oysa siz o insanları yerden yere vurarak günün sonunda ekmeklerini ellerinden aldınız. 

O sarayda hep kalacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Elbette sizlerde oradan ayrılacaksınız. O makam kimsenin babasının malı değildir. Denktaş’ın bile olmadığını hepimiz gördük. Bunu sizde kendiniz için göreceksiniz! 

Ve orada yaptıklarınızın bedelini bir şekilde bir yerlerden çıkaracaksınız.

Nasıl derler ya etme bulma dünyasıdır bu dünya. Aynen de öyledir bu dünya. Bir yerde ne ettiyseniz onu da bulacaksınız!