Adeta burayı sahiplenmiş olduklarını her halleriyle göstermeye çalışıyorlar.
Burası onların toprağı ve kendi milli davaları olarak görüyorlar bu meseleyi.
Toprağı sadece kendi coğrafi güvenliklerini sağlaya bilmek için tutuyorlar.
Burayı kendi çıkarları adına tutuyorlar.
Yani mesele Kıbrıslı meselesi değildir.
Mesele onların anladığıdır ve o şekilde de devam etmesi gerekenidir.
Türklük ve Rumluk'tur onların milli davaları.
Yani kıbrıslı olmak değildir.
Kıbrıslı olarak yaşamak değildir.
Oysaki bizler meseleye o şekilde bakmıyoruz.
Biz bu topraklarda yaşayacaksak ortak Kıbrıslı olarak yaşamalıyız.
Bütün olarak varız ve var olmamız gerekir diyoruz.
Ama Türkiye'nin gözünde hiçbir zaman bu olmadı.
Hiç bir zaman da Türkiye bunu kabullenmedi.
Onların tek hedefi bölünmek ve bölünmüş bir Kıbrıs yaratmak!
Onlara göre Kıbrıslı diye bir şey yoktur bu ada içinde, sadece Türk ve Rum var.
Zaten 1974 tarihinden sonra bu ada yarısında bu şekilde hareket etmiyorlar mı?
Yaratılan demografik yapımız bunu da açıkça ortaya koymuyor mu?
Evet, giderek ülkemizde ortak vatan olduğumuz gerçeğini ve hayata geçmesini bu şekilde bertaraf etmiş oluyorlar.
Evet.
TC Dış işleri bakanı Cavuşoğlu geldi ve adadan ayrıldı.
Geliş maksadı açık ve nettir.
Ayrılık yaratmak.
Federasyon diye bir şey artık kalmadı diyerek gerçek emelleri olan ayrılık tohumunu ekmektir.
Açıkça ayrılığa getiriyor işi Çavuşoğlu.
Bu ayrılık işinde de bir takım formülcükler peşindedir. Kuzey toprağı tamamen onların olsun. Dünya tanısın. Yani bu bölünme olsun da bu iş bu şekilde bitsin.
Bakınız konuşması içerisinde ne diyordu Çavuşoğlu:
“Crans Montana’da biz niye başarılı olduk, masa üzerimize niye devrilmedi.”
Yani bu başarılı olmak mı?
Başarı çözüm demek değil mi?
Hayır, Türkiye için bölünmektir başarı.
Çavuşoğlu, mademki masa Rumların üzerine devrildi, işte bu başarımız demektir diyor.
Yani ayrılmak!
Birleşmek değil!
Budur başarı onlar için.
Yani açıkçası Kıbrıs'ın Kuzey yarısı Türkiye'ye birleşsin.
Bunu bir Garantör olan ülke istiyor.
Buraya sahiplenmek!
Nasıl ki her şeyi ile buraya hüküm ediyorlar, tamamıyle Kuzeye sahip olmak istiyorlar.
Bu mümkün olur mu?
Bana kalırsa olmaz.
Burası yani adanın tamamı AB toprağıdır.
AB'nin buna izin vereceğini hiç sanmam!
Ha bir de şu vardır:
Çavuşoğlu federasyon için Akıncı dikta uygulayamaz diyor.
Tek adam sökmez diyor.
Ey Cavuşoğlu, Akıncı büyük çoğunluğun oyunu alarak orada bulunuyor.
Federasyon anlaşmasına bu büyük çoğunluk oy vererek Akıcı'yı seçmiştir.
Burada konuşacak biri varsa, o da Çavuşoğlu sen değil, Akıncı'dır.
Bu da böyle bilinsin diyorum.