Et itali, tavuk iltali, o da yetmez badadez italini ve şimdi de öğretmen italini yaşıyoruz.
Kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya ne acıdır ki izin verilmiyor.
Bunlar bilinçli olarak yapılıyor ve halen daha yapılmaya da devam ediliyor. Geçmişten gelen anlayış bugün de devam etmektedir.
Bu anlayışa karşı çıkacak olanlar ve de hükümet oldukları zaman buna kesinlikle izin vermeyeceğiz diyenler bugün UBP'den beter bir şekilde davranıyorlar. Sözde ülkesine ve de insanına sahip çıkacağız diyenler, yani soluz diyenler, CTP ve TDP, UBP'den beter politikaları ile var olan her şeyimizi hızlı bir şekilde bitirmeye koyuldular.
Toplum olarak UBP'den sonra şimdi de bunların sayesinde bitirilmeye doğru hızla gidiyoruz.
Halkın partisi adında doğan ve hükümet'te de yerini alan bu partide ayni şekilde onlarla birlikte bu ülkede geride ne kaldıysa, onları da yok ederek, ital bir ülke yaratıyorlar.
Her şeyden koparılmak demek bir toplumun bitirilmesi demektir.
Toplum ne acıdır ki bitiriliyor!
Hızlı bir şekilde muhtaç hale geldiğimiz de bugün ne acıdır ki gözler önünde yer alıyor.
Türkiye'den mecburi itali getiren bu efendiler sayesinde azalan bu toplum bu şekilde yaşayacak öyle mi?
Üretimin olmadığı bir ülkede yaşamında olamayacağını söyleye bilirim.
Herşey birbirine bağlı olarak gider toplumların yaşaya bilmeleri, ayakta dura bilmeleri için!
Peki böyle olunca, toplum olarak nasıl ve ne şekilde ayakta duracağız?
Bir şeylerin üretimini eğer ki yapamıyorsak, işte o zaman bittik demektir.
Siyasilerin ve de özellikle hükümet edenlerin bunu bilinçli olarak yerine getirdiğini ve bağımlı olmanın, kendi kendine sahip çıkmamanın yolunu bu şekilde ortaya koyarak bizlerin bitirilmesini daha hızlı hale getirmiş oluyorlar.
Bu ülkeye bilinçli olarak yığdıkları kumarhaneler karşısında birileri zengin oluyor ve o birileri toplum değildir. Türkiye kapattığı tüm pis ve kirli işleri içimize yerleştirerek bizim sırtımıza basarak buradan kumarın paralarını kendi ülkesine taşıyor. Zaten bütün büyük oteller ve verdikleri kumarhane açma izinleri ile onlara buralarını peşkeş çekmediler mi?
Çektiler ve bu şekilde bizlerin üzerinden her türlü kara parayı da aklıyorlar.
Peki ya üniversiteler ülkeye ne getirdi, getiriyor?
Toplum olarak ne kazanıyoruz?
Kesinlikle bir şey kazanılmıyor.
Kazanan sadece üniversite sahipleri oluyor.
Hatta ayrıca vergisi olmak üzere bunun yanında elektriğini dahi ödemediklerini de yaşadık, yaşıyoruz da!
Toplum bu şekilde bitiyor ve belli olan bu kesimler sadece ayakta kalıyor.
Gelelim öğretmen italine!
Zamanında Bakan Cemal Özyiğit, KTÖS Genel sekreteriyken bunlara karşı duruyor ve yeri de geldiğinde her türlü eylemi de önde götürüyordu.
Özellikle de varoluş kavgası veriyordu kıbrıslı olarak!
Peki bugün?
Bugün ise yok oluşa katılmış bulunuyor. Her şeyde imzalar atıyor bizlerin, azalan toplumun tükenmesi için!
Yazıklar olsun!