İş kazası değil cinayettir!

Muhammet Gözay

Son günlerde inşaatlarda yaşanan ölümler, iş kazası değil, cinayettir! 

Özelde çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ciddi bir endişe kaynağı haline gelmiştir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bu konuda yeterli önlemleri almaması, toplumda büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. 

İş cinayetlerin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmaması, aslında bakanlığın eliyle cinayet işleniyor olması demektir.

Çalışanların güvenliği önceliklenmesi gereken bir durumdur; ancak ilgili bakanlık, bu durumun ciddiyetini göz ardı etmektedir. 

Bakanlığın iş yerlerinde düzenli denetimler yapması ve bu denetimlerin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşması gerekmektedir. Denetimlerin sıklaştırılması, işverenlerin daha dikkatli olmalarını sağlayacaktır.

Peki bunlar yapılıyor mu?

Maalesef hayır!

Bakanlık işverenle birlikte adeta bu insanların canlarını hiçe sayarak onları öylece sahipsiz bırakmıştır. Yani bu insanlar Allaha emanet çalışıyorlar. Böyle bir anlayış maalesef hükümet tarafından patronlara arka çıkarak sağlanılmış olunuyor. Sahipsiz kalan işçiler, hem düşük maaşla, hem de her türlü tehlikeli bir biçimde güvenlik koşulları ve onların ekipmanları sağlanmadan çalışmaya bırakılıyorlar. 

Geçmişte TDP’nin koalisyon hükümetinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan TDP Genel Başkanı Zeki Çeler’in bu konuda ne kadar da hassas davrandığını ne kadar da ciddi bir şekilde inşaatlarda denetimler getirdiğini ve hatta kendisinin de bu denetimlerde yer aldığını hepimiz yaşadık ve gördük. Bunun yanında hafta sonları bile bizzat kendisi inşaatta çalışanların çalışma koşullarını yerinde takip etmiştir. 

O dönemde herhangi bir ölüme dahi yada büyük kazaya maruz kalındığını görmedik. Görmedik çünkü denetim yapılıyordu. İşçilerin hakları, canları, TDP Genel Başkanı Zeki Çeler tarafından koruma ve kollama altına alınmıştı. Fakat bugün bunların hiç biri yapılmıyor bu bakanlık tarafından. Çalışanlar canlarından oluyor.

Evet, bugün iş güvenliği önlemlerine uymayan işverenler için bakanlık hiç bir şey yapmıyor. Ne bir denetim söz konusudur, ne de caydırıcı cezalar söz konusudur. 

Bunun yanında işçi sendikaları ve sivil toplum kuruluşları, çalışanların haklarını savunmalıydı ve iş güvenliği konusundaki bilinçlenmeyi de artırmalıydı. 

Ama maalesef bu da yapılmadı. 

Özel sektör olunca bu insanların savunulup desteklenmesi ne halse hiç yapılmıyor. 

Özel sektör çalışanları üvey evlat konumunda bu şekilde her türlü haktan mahrum olarak çalışmaya maruz kalıyorlar. Bir de o yetmez, canlarından da oluyorlar ne acıdır ki! 

Canlarından sorumlu olması gereken bakanlık, hiç bir şey yapmıyor ve işveren tarafından uygunsuz koşullar içerisinde can güvenliği olmayan bir şekilde çalıştırılıyorlar. 

Ve sonuçta ölümler yaşanıyor!

Evet, ortada iş kazası diye bir şey yok, cinayet vardır!