Merhaba, tanışalım mı? Benim adım Distimi… Sizinle tanıştığıma pek de memnun olmadım aslında ama belli etmemeye çalışıyorum. Sorun sizde değil, bende çünkü ben isteksizim de biraz…Şu anda burada size sahte sahte gülmek istemezdim inanın… Böyle olmaktan mutlu da değilim ama tek bildiğim , tam da şimdi yatağımda olmak istediğim ve sizinle tanışmak buna engel.
İtiraf etmem gerekirse, bayağı uzun süredir hayata karşı isteksizim… Kendimi bildim bileli yorgun, bitkin, enerjisiz ve en önemlisi de karamsarım. Evet evet , yanlış okumadınız ben çok uzun zamandır mutlu olmadım, hatta en son ne zaman mutluydum hatırlamıyorum.
Eskiden böyle değildim, daha neşeli ve olumluydum. Mutluydum ama o günler çok eskide kaldı. Neyse ki intihar düşüncem falan yok ama çevremdeki insanların, bilhassa en yakınlarımın, “Ne zaman kendine geleceksin?, Ne zaman yorgun olmadın ki?, Niye bu kadar tembelsin?, Neden hep mutsuzsun?, Seni enerjik görmeyi unuttuk!, Mazoşistsin, kendine acı çektirmekten keyif alıyorsun.” demelerinden çok yoruldum… Böyle olmaktan mutlu olmadığımı, aslında kendimi etrafımdaki herkesten önce en fazla benim yargıladığımı, bu kadar çökkün olduğum, diğerleri gibi eğlenip gülemediğim, isteksiz olduğum, çok uyuyup bir türlü dinlenemediğim, hayata karşı karamsar olmaktan, negative olmaktan vazgeçemediğim için en çok kendimden nefret ettiğimi bir anlatamadım gitti! Bende istemez miyim eğlenip gülmek? Gülmenin çok yakıştığını bildiğim güzel yüzümle çoğu zaman gülümseme rolü yapmaktan vazgeçmek, maskelerimi düşürüp rahat edebilmek?
Neden böyle olduğumu bilmiyorum… Psikoloğa mı gitsem ki? Yok canım ne gerek var, benim karakterim bu… Ben tembelim ve uykuyu seviyorum. Pesimistim bayağı… Genel olarak da karamsar bir yapım var ama bunca yıldır işimi gücümü yapıyorum. Zorla da olsa o yataktan çıkıp gitmedim mi her yere uzun zamandır? Böyleyim işte. Kabul edip bu suratsızlıkla hayatıma devam etmeliyim! Diyorsanız, Distimik Bozukluğa hoşgeldiniz…
Rahatlayabilirsiniz çünkü çok uzun zamandır bildiğiniz bu problemin artık bir adı var.
Distimik bozukluk, süregen bir gidiş gösteren, kişinin iyi olma döneminin iki aydan fazla sürmediği ve en az iki yıl kendini iyi hissetmediği kronik bir major depresyon türüdür. Şiddeti, major depresyona göre daha hafif olmasına rağmen, uzun sürmesi, kişinin yaşamını oldukça olumsuz etkiler. Kişi, major depresyondaki kadar ağır bir durumda olmadığı için hospitalize edilme gereksinimi, hatta doktora görünme gereksinimi bile hissedilmez. Günlük yaşantısına devam edebildiği, intihar düşüncesi olmadığı için de karakter özelliği olarak benimsenip, sinsice hayatımızda var olmaya devam ederek farkedilmeyebilir.
En belirgin ve mutlak iki belirtisi, çökkün duygu ve isteksizliktir. Bununla birlikte iştahta ve uykuda artma veya azalma, değersizlik fikirleri, karamsarlık, bitkinlik, halsizlik, yorgunluk, enerjisiz hissetme, dalgınlık, dikkat kaybı ve bunlara bağlı olarak da alınganlık, durgunluk ve yalnızlaşma görülebilir. En az beş belirtinin, en az iki yıldır sizde veya sevdiklerinizde olduğunu düşünüyorsanız, bu yazıda kendimi veya sevdiğim birini buldum diyorsanız bir terapiste giderek ve sevdiğiniz kişiyi de bilgilendirerek bu durumdan kurtulmanın ilk adımını atabilirsiniz. Bilmelisiniz ki duygu durum bozuklukları dünyada görülen en yaygın psikolojik bozukluklar içerisindedir.
Yalnız değilsiniz ve daha güzel bir geleceği hak ediyorsunuz!