Güneş batıyor...
Ve akşam oluyor...
Sokaklar sesiz değil şimdi...
Halbuki eskiden sesiz bir hal alıyordu her yanımızı...
Bu sessizlik ürkütmezdi doğrusu bizleri...
Korkunun olmadığı ve gecenin o zifiri karanlığında sokaklardan geçtiğimiz günlerde hiç de ürkek olmadık...
Rahatça işten çıkardık ve evimize de rahatça giderdik...
Yoktu bir endişemiz...
Yoktu bir korkunun bizi esir alacağı o karanlık geceler aslında...
Hep aydınlık sayılırdı her bir yanımız...
Işıl ışıl aydınlık...
Oysa şimdi sokaklar ışıl ışıl ama zifiri karanlık akar her bir yanımıza...
Korku karanlığıdır bu...
Köşe başı başımıza ne gelecek hiç belli değil...
Kim vurduya gidersin o aydınlık olan sokaklarda...
Gecelerin o güzel yanları, hele de yazın o rahatça gezdiğimiz ve sokağında oyunlar oynadığınız o günler yok şimdi... Saklambaç oyunları karanlık sokaklarda hep oynadığımız en güzel ve de korkunun olmadığı gecelerin vazgeçilmez oyunuydu...
Kapı zil çalıp kaçardık o yıllarda... Hepside güzel, hepside huzurlu geçen çocukluk yıllarımız olmuştu...
O sokaklar, o daracık ve sık sık bitişik evlerimiz aslında anılarımızın en güzel ve de rahatça büyüdüğümüz yerlerdi... Korku yoktu, yalan yoktu, hile yoktu...
Sevgi vardı ve bu sevgi bizlerin içine yerleşen vazgeçilemeyecek insanlık halimiz oldu...
Şimdi o günler nerede kaldı?
Nerede o kilitsiz uyuduğumuz o yaz akşamları?
Nerede o bakkalını açık bırakıp da giden o günler...
Şimdi kilitler ve alarımlar bile yeterli değildir...
Korku dolu akşamlar var içimizde... Kalleş insanlar var her bir yanımızda barındırılan...
Bizler bunları yaşamadık...
Bizler bunları değil, sevginin adresini her bir yanımıza taşımıştık oysa...
Ölümün adresi yoktu bizlerin içinde...
Ama geldi işte...
Yerleştirildi...
Kaçış yok tüm bunlardan...
Kurtuluş yok...
Keşke kurtulabilsek...
Kurtulmayı denesek...
Ah Kıbrıs'ım ah!
Kuzeyin şimdi ne halde...
Geçmişim...
Çocukluğum...
Yoktu o küfür dolu günleri gösteren insanlarım...
Ağızdan ağıza hep kendimizi anlatan, kendimizi güzel gecelere taşıyan o sohbetler akıp giderdi...
Şimdi bilmem ne sözleri, bilmem ne pislikleri içinde boğulmuş durumdayız... Tecavüz olayları şimdi her an içimizde...
Gecenin sokakları ölümü veriyor...
Sadece gecenin mi?
Gündüzler de öyle...
O korkunç sesini veriyor her bir yanımıza...
Öldük!
Öldürüldük!