Kıbrıs’ın Kuzey’ini ilhak edemezsiniz!

Muhammet Gözay

Kıbrıs konusunda herkes bizlerin adına söz sahibi oluyor ve de sürekli konuşuyor. Asıl  konuşması gereken bizler yani Kıbrıslılar konuşmuyor. 

Evin gerçek sahipleri konuşmuyor. 

Ve ne acıdır ki bizlerin adına her dileğen istediğini de söyleye biliyor. 

Evet, az kaldı ve yakında Cenevre de Kıbrıs zirvesi yapılacaktır. Ben şahsen bir şey çıkacağını beklemiyorum. Orada sadece bizlerin adına konuşmuş olduklarını göreceğiz. Bizlerin adına karar verecekler. Hele de atanmış birileri orada olacak ya bu sefer Türkiye ne derse, itaat edilerek yerine getirmiş olacaklar. 

Evet, aldığım duyumlara göre TATAR, görüşmelere Tahsin Ertuğruloğlu'nu göndermiş olacak.

Bu da Tatar'ın interpol tarafından arandığı olabilir. 

Her neyse, itaat edenler zaten itaatçının sözünden çıkmayacağı da bir gerçektir. 

Evet, Kıbrısın kuzeyinin bölünmüşlüğünden nemalanıp da beslenenler ve de köşe olanlar tabi ki de Türkiye'nin yazıp yönettiği senaryoda rol almış olurlar. Bunların yanında artık Kıbrıs Türküne muhalefetlik yapmayan CTP, TDP de dahildirler. Yine ayni zamanda buraya gerçek Kıbrıslı türkünden fazla nüfus olarak taşınanlarda bizlerin adına konuşmuş oluyorlar. Herkes bizlerin adına konuşacak, bir tek bizler konuşmuş olmayacağız. 

Bakınız bizler için durum ne kadar da kötü seyretmiş oluyor. Bu ülkeye taşınan nüfus bizlerin her türlü hakkına sahip olmuştur. Bizler adına hüküm veriyorlar. Benim doğup büyüdüğüm Kıbrısıma onlar istedikleri şekilde yön ve tayin vermiş olacaklar. 

Bu hakkı nereden buluyorlar? 

Garantör olan devlet, 1974'te yapılan bozulan nizamın tekrardan restoresi için davranacağı yerde, tam tersi BM kararlarını çiğneyerek buraya nüfus aktararak Kıbrıs Türküne en büyük müdahaleyi yapmıştır. 

Bugün ise azınlık durumuna sürüklenmiş olan Kıbrıs Türkü kendi iradesini hayata geçiremiyor. Ve bugün o taşıma olan nüfus çıkıyor ve bizlerin hakkında söz söylemeye karar vermeye kalkıyor. 

Hataylılar, Elazığlılar, Karadenizliler, Antepliler ve diğer taşınan nüfus dernekleri, işi o kadar ileriye götürmüş oluyorlar ki, artık ilhak çağrısı dahi yapıyorlar.  

Bu ülke kimindir? 

Bu ülkede evlatlarımızın vereceği kararları onlar mı verecek? 

Geleceğimize bu nüfus mu karar verecek? 

Böyle şey mi olur?

Ne demek bizler hakkında konuşsunlar!

Hele de ilhak diyecekler!

Onlar konuşacak ve onların bu konuşmaları hak olacak, ifâde özgürlüğü olacak, ama Kıbrıslı konuşunca tutuklanacak!

Suç teşkil etmiş olacak!

Yani Kıbrıs Türkü konuşmayacak, fikirini, düşüncesini ortaya koymayacak. Onun iradesine karşı harekete geçilecektir. Tıpkı  sol hareket liderine Abdullah Korkmazhan'a yaptıkları gibi. Tutuklamak, mahkemeye çıkartarak yargılamak!

Soruyorum :

Bugün ilhak çağrısı yapanlar, bir an önce Türkiye'ye bağlanmalı diyenler, hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı?

Özer Kanlı için polis ne yaptı? 

Savcılık ne yaptı? 

Peki, bu dernekler için ne yaptılar? 

Hiç bir şey!

Evet.

Kıbrısın toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. 

Hiç kimsenin hakkı yoktur ilhaktan söz etsin. 

Kıbrısın geleceğine Kıbrıslılar ancak karar verebilir!

Kıbrısı bölemezsiniz!

Kıbrısın kuzey'ini ilhak edemezsiniz!