Mağusa İnisiyatifi Sözcüsü, CTP eski milletvekili Dr. Okan Dağlı, eşiyle birlikte gittiği İzmir'de Türkiye'ye sokulmadı.
İzmir Adnan Menderes Havaalanı'nda 'ismi listede olduğu' gerekçesiyle geri çevrildi.
Ve son bir yıl içerisinde 4 kişi Türkiye'ye sokulmadı.
Sırasıyla Cumhurbaşkanlığı İletişim Eski Koordinatörü Ali Bizden, Araştırmacı yazar Dr. Cavit An ve Basın Sen Başkanı Ali Kişmir'inde Türkiye'ye girmeleri engellenmiş oldu.
Peki sırada kim var, ya da kimler var?
Evet, böyle bir anlayış mı olur?
Ve neye dayanarak bu yapılıyor?
Gerekçe ne?
Evet.
Türkiye'ye girişlerine 'güvenlik gerekçesiyle' izin verilmediği belirtilen bu isimlere G82 diye anılan bir belge verilmiş, ancak neden böyle bir uygulamaya maruz kaldıkları açıklanmamıştı.
Neden açıklanmadı?
Açıklanması gerekmez mi?
Sen birilerinin giriş ve seyahatini engelleyeceksin ve neden buna maruz kaldıklarını da açıklamayacaksın, böyle şey mi olur?
Hukuk devletlerinde maalesef bunlar olmaz!
Eğerki bir ülkede hukuk ve adalet yoksa keyfi anlayış ile bunlar yaşanmış olur.
Diktatör yönetimlerde ancak da bunlara maruz kalınır.
Türkiye bunu da açıkça göstermiş oldu.
Ve hiç kimseden çekinmeden.
Peki Türkiye'deki muhalefet ne yapıyor?
Bunun her herhangi bir sorgulamasın duydunuz mu?
Ne mecliste, ne de herhangi bir basın açıklamasının dahi bir parti yapmadı.
Ne Ana muhalefet CHP.
Ne de diğer mecliste yer alan diğer partiler.
Yazık, gerçekten de yazık!
Peki G82 diye verilen bu belgedeki isimler kimlerdir?
En azından bunun sorgulamasını TC muhalefeti bile yapması gerekmez miydi?
Bu şeklide duyarsız kalmak ve bu şekilde susmak olmamış gibi de davranmak sol anlayışa, sosyal demokrat diyen bir düşünceye yakışır mı?
Kesinlikle yakışmaz!
Ama işte görüyoruz sevgili okuyucular.
Ve G82 diye adlandırdıkları belge ise güvenlik içeren bir belge olarak ele alınıyor. Bu belgeyle Türkiye'nin güvenliği söz konusu gösteriliyor. O zaman o isimlerin Türkiye'ye ne gibi tehditler ya da tehdid olacaklarını neden açıklamıyorlar?
Bunun yanında buradaki hükümet ne yapıyor?
Cumhurbaşkanı Tatar ne yapıyor?
Susuyor değil mi!
Neden?
Tehdit varsa; nedir bu tehdit diye sorulması gerekir, gerekmektedir.
Listede kimler var, bunu sormak ve de öğrenmek cumhurbaşkanı ve hükümetin en doğal hakkıdır, ama sormuyorlar ve bu şekilde insanlar da TC kapılarından çevrilerek tehdit olarak gösterilmiş olunuyorlar.
Böyle şey mi olur?
Böyle şeye kim inanır?
Sen devletsin ve bunu sorgulamakla ve insanları da aydınlatmakla görevlisin, ama nerde değil mi?
Ondan sonrada burada iktidar yok dediğimizde, kalkıp da oturuyorlar.
Hükümet burada Ankara'nın memuru olarak görev yapıyor da dediğimizde, yine başlıyorlar tepki göstermeye!
Peki yine Cumhurbaşkanı da atanmış bir Kayyumdur dediğimizde de yine ver yansın ediyorlar.
Şimdi bu şekilde insanlarımız TC'nin güvenlik tehdidi ise bu insanlarımızın neden tehdid olduklarını, bu topluma ve bu 4 kişiye açıklamaları gerekir.
Bu dört değerli insanımızı ve bundan sonrakileri de zan altında kimsenin bırakmaya hakkı yoktur ve de olamaz da!