Merkezi sinir sisteminde koku duyusuna ait reseptörler vardır. Beyinde kokuları işleme koyan ve “koku alma soğanı” olarak adlandırılan bölge, beyin çıkıntısı (hipokampüs) ile yan yanadır. Denizatı şeklindeki bu soğan, beyin zarından (korteks) gelen tüm bilgilerin toplandığı yerdir. Vücudumuzdaki her şeyi olduğu gibi koku almamızda beynimiz kontrol eder. Burun ve beyin birlikte çalışır. Koku hücresinin mukoza tarafındaki ucu bir yumru oluşturur ve bu yumrudan birkaç adet koku tüyü çıkarak burun boşluğundan iç yüzünü örten mukusa ulaşarak, mukus içindeki koku molekülleri ile etkileşerek koku hücrelerini aktive eder ve koku hücreleri de beynimize gönderir böylelikle kokuları alırız.
Hayatımızda aldığımız bazı kokular vardır bize çok güzel gelen kokladıkça koklamak isteyeceğimiz, bazı kokular ise vardır ki almak istemediğimiz bizi iten kokular. Çocukluğumuzda annemizin yaptığı kurabiye kokusu, babamızın ceketinin kokusu, sevdiğimiz bir yemeğin kokusu, sevdiğimiz bir insanın parfüm kokusu düşünürsek daha birçok koku sıralayabiliriz.
Yolda arabayla giderken veya sahilde yürüyüş yaparken aniden burnumuza bir koku gelir ve o anda o duyduğumuz koku bizi aklımızdan geçmeyen çok uzak anılara doğru yola çıkarır. Bu anılar çok güzel mutluluk verici anılarımız olabilir o zaman yüzümüzde derin bir tebessüm bırakır bir anı ile bir anlıkta olsa ruhumuz okşanır mutlu oluruz bazen bunu yanımızdaki kişiyle paylaşırız bazen yalnızca içimizde hissederiz. Ama duyduğumuz koku bizi hiç hatırlamak istemediğimiz yerlere anılara da götürüp bizi ruhsal olarak bir an kötü hissettirebilir veya günümüzü berbat edebilir.
Anne karnının da oluşan ilk duyumuz koku duyusudur. Doğduğumuzda da aldığımız kokular anılarla birleşir bu nedenle bir kokuyu tekrar duyduğumuzda bizi ilk o kokuyu duyduğumuz andaki ruh haline tekrardan yolculuk yaptırır. Buna ise (koku hafızası) denir. Kokular hayatımızı hem o olumlu hem de olumsuz yönde etkiliyor. Parmak izi gibi her insanın ten kokusu da tek ve eşsizdir.
Sevgiyle kalın….