Okulların yarıyıl tatiline girmesi ile gündeme gelen konulardan biri çocukların karneleridir. Karne, çocukların başarılarının tek göstergesi değildir. Karne, okul tarafından aileye sunulan ve çocuklarının okul yaşamı konusunda ailelere yol gösteren rehberdir. Düzenli olarak alınan karneler aileler için çocukların okul hayatı ve notlarını takibi kolaylaştırmanın yanı sıra çocuğun başarılı olduğu ya da desteğe ihtiyacı olduğu alanlar konusunda ailelere yol gösterici olmaktadır. Bu yönüyle bakıldığında karneler aileler için bir övünç ya da utanç kaynağı değildir.
Karne zamanı geldiğinde bazı ebeveyn ve çocuklar heyecanlanırken bazı ebeveyn ve çocuklarda ise yoğun bir kaygı ortaya çıkmaktadır. Hem ebeveynde hem de çocuklarda bu tepki farklılıklarını ortaya çıkaran ise genellikle anne-babanın karneye yönelik yorumu olmaktadır. Anne-babanın karne ile ilgili yorumu çocuğun karneye yüklediği anlamı da belirlemektedir. Karnesindeki düşük notlardan dolayı eleştirilen, aşağılanan, suçlanan ve cezalandırılan çocuklar karneyi kendi değerinin bir göstergesi olarak görmeye başlamaktadır. Tam tersi olarak karnesindeki yüksek notları övülen ve ödüllendiren çocuk karnesini daha gerçekçi değerlendirecek ve kendisini de daha değerli hissedecektir.
Karne, çocukların sadece ders başarısını gösteren bir belge değildir. Karnede çocukların sosyal ilişkileri, öğretmenleri ile ilişkileri, ilgi alanları, sevdiği ya da sevmediği şeyler, okula devamlılıkları hakkında da bilgiler bulunmaktadır. Çocuk hakkında net bir bilgiye ulaşmak için karneyi tümüyle değerlendirmek ve sadece notlara odaklanmamak gerekir.
-İyi karneye ödül, kötü karneye ceza verilmemelidir.
BU SÜREÇTE ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞMALI ?
- Her çocuğun tek ve biricik olduğu unutulmamalı ve çocuğun karnesi kardeşlerinin, arkadaşlarının ya da ailedeki diğer çocukların karneleriyle asla kıyaslanmamalıdır.
- İyi notlar göz ardı edilmemeli ve yalnızca kötü notlar değerlendirilmemelidir.
- Karnesi iyi de olsa kötü de olsa eve karnesiyle gelen çocuğa verilen değer ve sevgi hissettirilmelidir. Her zaman her koşulda sevildiğini, değer verildiğini ve kabul edildiğini hisseden çocuğun benlik saygısı ve özgüveni de artacaktır.
- Çocukların öncelikle iyi notları övülmeli ve takdir edilmelidir. Sonrasında düşük notlar, düşük notların nedenleri ve bu konuda neler yapılabileceği çocukla birlikte değerlendirilmelidir. Örneğin, “bu dersindeki eksiklerinle ilgili önümüzdeki dönem neler yapabilirsin?” gibi.
- Çocuğun karnesiyle ilgili hissettiklerini dile getirmesi sağlanmalı ve çocuğun dile getirdiği hisleri dikkatle dinlenmelidir.
- Her çocuğun farklı alanlarda başarılı olabileceği unutulmamalı ve başarılı olduğu alanlar pekiştirilmelidir.
- Çocuğun kapasite ve yeteneklerinin farkında olunmalı, çocuğun kapasite ve yeteneklerine uygun hedef ve beklentilerde bulunulmalıdır.
- Karnedeki notlar kişilik özelliklerinden bağımsız değerlendirilmelidir. Alınan kötü notun çocuğunuzun “başarısız ya da tembel” olduğunu değil o derse dair bir takım eksikliklerinin olduğunu gösterdiği unutulmamalıdır. “Sen tembel bir çocuksun.” yerine “Bu derse yeterince çalışmadığını düşünüyorum.” gibi ifadeler kullanmaya dikkat edilmelidir.
- Karne bir rehber olarak görülmeli ve bu şekilde çocuğun geliştirilmesi gereken alanları tespit edilmeli ve çocuk bu konuda desteklenmelidir.
Ve…
İlk önce tatil, sonra ders tekrarı;
Çocukların, tatilin başlamasıyla birlikte önce dinlenmeleri gerektiğini ders tekrarı gerekiyor ise bunun okulun açılmasına yakın dönemde başlatılması daha yararlı olmaktadır. Çocukların tatili sadece dinlenmek ve eğlenmek için değil, hoş vakit geçirirken öğrenmeyi geliştirmek amaçlı kullanmaları önemlidir.Örneğin;satranç öğrenmek, fotoğraf çekmeyi öğrenmek, basket oynamak, bahçede olmak kitap evi ya da markette çalışmak, basit ev işlerine yardımcı olmak gibi hayatı öğrenme biçimi de okul eğitiminin iyileşmesinde önem taşımaktadır.
-Kendinizi çaresiz hissettiğiniz noktada bir uzmandan (rehber öğretmen, psikolog) fayda alabileceğinizi unutmayın.