Özledim o güzel komşulukları, ceviz macununu, turunç ve pergamut macununu, hani şu akşamları otururduk ve güzel dostluklar yapardık.
Hikâyeler anlatırdık.
Gülerdik, neşelenirdik.
Evet, kapı komşularımız da yok artık.
Ne güzeldi o günler oysa.
Annem yemek pişirirdi öğlenleri ve birer tabak da verirdik yan komşularımıza, tabi ki de onlarda bize verirdi.
Şimdi nerde o insanımız.
Nerde o komşularımız.
Hepsi de birer birer gidiyor hayattan ve onlardan geriye sadece o güzellikler kalıyor.
O güzellikler de olmasa ve onları da şuan hatırlamasak ne anlamı kalacaktı bize bu hayatın.
Evet.
En güzel günlerdi.
En huzurlu yıllarımızıdı o geçen yıllar.
Biz bu güzellikler içinde büyüdük işte.
Kardeş gibi büyüdük komşu çocuklar ile.
Okula birlikte gittik.
Birlikte evlerimizde yemekler yedik.
Kimse ne kız kardeşimize yan gözle baktı, ne de taciz etti.
Çünkü hep aynı insanlardık.
Bizlerdik.
Bizlerden başkaları yoktu.
Ama şimdi
Off da gene offf.
Kalmadı o yıllar.
Gitti.
Bitti.
Tükendi.
**** **** ****
Evet.
Hiç mi zorunuza gitmiyor işgalcinin sizleri esareti altında tutması.
Sözüm o mecliste yer alan partileredir.
Ama nerde.
Hiç rahatsız olmuyorlar.
Nasıl olmasa vekil maaşları kuvvetli akıyor ceplerine!
Hele bir de hükümet bakan oldular mı daha da kazanmış olurlar.
Yani ye babam meselesi.
Her neyse.
**** **** ****
Ben yazın akşamları kapı önlerinde oturduğumuz ve de pencereler açık uyuduğumuz o yasemin kokulu akşamlarımı geri istiyorum.
Ama kimin umurunda, hangi vekilin umurunda öyle değil mi?
Mecliste hangi parti yasa dışı verilen gelmiş geçmiş vatandaşlıkları mahkeme yoluna taşıdı?
Hiç bir parti!
Bunca zaman verdikleri tüm yasa dışı vatandaşlıklar için o mecliste bağırıp çağıran siyasi partilere, buyurun da yargıya gidip iptal ettirin diyoruz ama nerde.
**** **** ****
Ve ben.
Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum bu ülkede işgal var.
Ama siz de bana sus seçim var ona göre kıvır diyorsunuz.
Kıvırsan ne yazar?
Ne değişir?
Ne değişecek?
Aha Mustafa Akıncı gerçeği!
Nasıl da baskı ve müdahale yaptılar ve ne oldu gördük değil mi?
Evet, son olarak şunu belirteyim.
İrademizi Ankara'nın elinden almalıyız!
Kurtulmanın ve de varolmanın yolu budur, başka da bir yol yoktur!