Yıllar önce başladı Kıbrıs Türkü’ne ve değerlerine küstahlık. Önce önde giden Türkiye basınından birkaç paralı silahşör. Es geçti olgun Kıbrıs Türk’ü.
Sonra Kıbrıs’ta beklediği ganimeti bulamayan,
Yasalara, geleneklere ayak uyduramayan üçbeş misafir bu küstahlığı kopyaladı
Olur ya karşı kıyıdaki hükümranlardan bir omuz okşaması gelir diye. Takma kafaya der gibi sessiz Kıbrıs Türk’ü.
‘Tilki ulaşamadığı üzüme koruk daha der’ tavrı yeterli oldu.
GALİBA BULAŞICI BİR DURUM BU KÜSTAHLIK!
Kıbrıs Türkü’nün olgunluğunu,
Hoşgörüsünü, demokratik yapısını , dilini, dinini, geleneğini,
eteğini şortunu anlamak istemeyen karşı kıyılardakilerin küstahlık, rencide hatta hakaret seviyesinde görüş ve yorumlar giderek arttı.’
Çok sürmedi bu kez Kuzey Kıbrıs’ı ev edinmiş, ekmek kapısı edinmiş ve bu topraklarda yaşayan hatta seçme seçilme hakkını ganimetleyenlere de bu küstahlık bulaşmış.
Kervana katılanlar giderek dozu da artırmış
Kıbrıs Türkü’nün soyunu sopunu, anasını atasını,
Dilini, imanını, gaydesini gailesini hiçe saymaktan öte, Küstahlıktan öte, saygısızlıktan da öte çarmıha gerdiler, taşa tuttular,
Düşman görerek hakaret ve tehditi kendilerine sevap saydılar.
Bu bir kesim küstahlar sanki vatandaş değiller, sanki buralar ve insanları onlara yaban ellermiş gibi .
AMAN KİMSE RENCİDE OLMASIN
En son Nazi Almanyası’nın işgal ettiği topraklardaki ev sahiplerine reva gördüklerini beterini uygulamaya başladılar.
Kıbrıs Türk’ü hala bu sendromu yorumlamaya çalışırken kimbilir neden; aman kimse rencide olmasın derken, iş verdiği,aş verdiği, vatandaşlık verdiği, yer verdiği,yurt verdiği insanlardan bu davranışa anlam veremezken vakur duruşa devam etti.
Peki ya şimdi bu bulaşıcı hastalık salgına mı döndü?
Bu bulaşıcı küstahlık Kıbrıs Türkü’ne de bulaşmaya başlıyor gibi. Kendi yerlisine, köylüsüne, komşusuna,
Sırf 3 günlük hükümranlık, 5 paralık harçlık, fuzuli etiket için; Bakanı yerlere yatıyor,
Milletvekili amuda kalkıyor
Üniformalısı esas duruşta
İşadamı saygı duruşunda
Memuru pauzda
Entellektüeli kompromizler sendromunda,
Esnafı, emekçisi, genci yaşlısı korku sarmalında!
NE Mİ OLACAK?
Bu küstahlığı aşıp hakaret suçuna varan tutumları, Bunlara çanak tutan yabancı, yerli, yerleşmiş
‘’kişisel menfaat çarklarına çomak sokmayanları’’,
‘’yapacayım’’ deyip arazi olanları,
Nefret suçunu, saldırı suçunu hiç sayanları ayırıştırıp tedavi etmezsek,
Bu bulaşıcı hastalık önce Kıbrıs Türkü’nün kimliğini, sonra siyasetini ve sonunda kendini yok edecek.
O zaman da ne sırtı sıvazlanmak pahasına, ne şahsi refah pahasına ne de dokunmayan yılan bin yaşasın aşkına sessiz kalanlara da ne gerek kalacak ne de ödül alacaklar.
Kıbrıs Türkü yok olunca da, geriye kalanlar bu dünyada kimse tarafından Kıbrıs’ta kabül görmeyecekler
Başka küstah ve muktedirler tarafından onlar da yok edilecekler.
Hadi gidin sevinin şimdi hem Kıbrıs Türkü’ne küstahlık yapanlar, hem de küstahlara yataklık yapanlar.
Hadi kutlayın icazetli makamlarınızı, mülklerinizi, servetlerinizi.
Alman işgalindeki Avusturya, Hollanda, Belçika, İsveç, Danimarka, Macaristan, Fransız ve diğer kukla rejimlerdeki devletliler gibi.
Acele edin çünkü bu bulaşıcı hastalık hepsininizi yerle yeksan edecek!
Koredeki Emperyalist Japon kuklaları, Kübadaki sömürgeci İspanyol hayranı feodalistler gibi.
Yazının devamı o zaman ne yapılmalı? Nasıl yapılmalı ? sorusu herhalde!
Var mı bu soruyu yeterince soran?
Yok bence, olsaydı ilk küstahlık, ilk hakaret, ilk nefret söylemi çoktan yargılanır, bulaşıcı hastalığa dönüşmezdi