Önceki yazımızın başlığı, "Memleket allem gallem" idi.
Aslına bakarsanız allem gallem olan sadece bizim buraları değil. Asıl allem gallem olan Türkiye'dir. "Türkiye'de ne varsa sizde de olacak" demişti ya TC'nin son Başbakanı Bin Ali Yıldırım; işte olan bu. Çok sayıda şeyi hiç istememize karşın Türkiye'de ne varsa bizde de oluyor.
Bakın döviz durumuna, aldı başını gidiyor. Neymiş efendim, ABD Türkiye vatandaşlarına vize vermeyi dondurmuş! "Vay sen misin TC vatandaşlarına vize vermeyi donduran" demiş Türkiye'yi yönetenler ve anında Amerikan vatandaşlarına vize vermeyi donduruvermişler! Hal böyle olunca da Türk Lirası başlamış Amerikan parası olan Dolar karşısında yaz günü güneşte kalmış dondurma misali erimeye.
"Ne alakası var?" diye bilirsiniz. Var işte! Nasıl olmasın? Türkiye'nin durmuş oturmuş bir ekonomisi mivar? Ülke ekonomisinin önemli bir kesimi yabancı sermayeye dayalı. Kapitalist dünyada çok önemsenen bir söz vardır. "Para belirsizlikten korkar" derler. Yani sizin anlayacağınız, yabancı para babaları ABD ile Türkiye arasında sular bulanmaya başladığı anda korkup Türkiye'den kaçmaya kalkışır.
Şimdilik daha kaçan falan yok. Türk Lirası'ndaki değer kaybının sebebi, sadece yabancı sermayenin kaçabileceği korkusu. Maazallah ya bir de gerçekten kaçmaya başlarlarsa? İşte o zaman siz seyreyleyin Türkiye ekonomisinin başına gelecekleri!
Türk Lirası, Dolar ve diğer yabancı paralar karşısında değer kaybetti, Kıbrıs'ın Kuzey tarafı da bundan nasibini aldı.
Bugün ayın 10'u, 20 gün sonra ev ve dükkan kiraları ile bankalara olan borç taksitleri döviz üzerinden ödenecek. Bu ay başı geçen ay ödenen miktardan daha fazla paraya ihtiyaç olacak. Aradaki farkı bulup ödeyene aşk olsun. Ama bulamayanlar ne yapacak?
Ben söyleyeyim ne olacağını. Bu aydan itibaren onları kara günler bekler. Hayatları allem gallem olacak. Önce ev sahibi veya banka ihbar gönderecek. Arkasından avukattan yazı gelecek. Sonra Mahkeme celpnameleri yağacak. Ondan sonrası tam bir çile. Dayana bilene aşk olsun.
Bu memlketin mezarlıkları her bir kaç senede tekrarlanan bu rezilliklere dayanamayıp bu dünyadan göç edenlerle doludur. Kahırdan ve marazdan dolayı.
Sadece dövizin yükselmesiyle kalsa yine de neyse diyebilir insan. Çiftçinin, hayvancının, narenciyecinin, patates üreticisinin, esnafın, özel sektör işçisinin hali cabası. Ya taksiciler? Büyük oteller ve korsan taksicilik yapanlar taksicileri de batma noktasına getirdi. Onlar da artık eylem boylarında.
Kısacası, Türkiye'nin başındakiler Türkiye'yi allem gallem etti; bizim başımızdakiler de bizi Türkiye'nin kuyruğuna taktıkları için durum bizde de aynı. Neymiş, kuruk olmayı kabul etmemek lazımmış!.