Süratle ve acilen Türk Lirasından kurtulmamız gerekir.
Bakınız 1 sterling kaç TL oldu. Ya da bir Euro kaç TL oldu.
Türk Lirası adeta zibil olmuş durumdadır.
Peki, bu toplumun ne suçu var?
Neden ısrarınan TL kullanıyoruz?
Kim ısrar ediyor?
Tabi ki de Türkiye!
Türkiye ısrar eder veya emir verir, bizdeki sözde yönetimde uyar.
Ve, bugünkü halimize bakınız.
Belli bir kesim dışında herkes perişan edilmiştir.
Küçük esnaf iflasta!
Vatandaş geçinemiyor, borç batağına gömüldü.
Ne olacak?
Kim çare bulacak?
Çare yöneteceğiz diyenler olmalıdır. Onlar söz verdiler refah bir gelecek için, o zaman harekete geçmelidirler öyle değil mi?
Peki, nerede bu hareket?
Dört başlı hükümet ne yapıyor?
Yaptığı tek bir şey var, o da şudur:
Zam!
Başbakan bu zamada fiyat ayarı diyor.
Mecburuz diyor bu zamları yapalım.
Ya öyle mi?
Ama öyle demiyordunuz hükümet'e gelmeden önce.
Gelirsek, huzur ve refah düzeni sağlayacağız dediniz, hem de dört başlı hükümet olduğunuz gün bunun sözünü verdiniz.
Ama bugün bizlerden kaynaklanmaz diyor Başbakan Erhürman.
Kaynaklanan yerse; Türkiye yönetimidir. Çünkü onun parasını kullanıyoruz. Kullandığımız paranın kontrolü bizde olmadığı için de gerekli önlemler alınamıyor, bu yüzden bugün bu hale gelmiş olduk diyor başbakan.
Allah aşkına bunun suçlusu vatandaş mı da bu şekilde her gün bu zamlara maruz kalıyor?
Kimdir suçlu da bu şekilde konuşuyor Erhürman?
Bugün yönetimde sizsiniz.
Çare üretmek sizin olmalıdır.
Ama sadece şikayet ediyorsunuz o kadar.
Yönetim, idarecilik bu mudur?
Bu mu olmalıdır?
Maalesef hayır!
Ey hükümet edenin başı.
Ey Erhürman, vur elini masaya.
Diklen.
Türkiye sizin paranızı artık kullanmayacağız de!
Nasıl ki hakkımız olan pasaport ve kimlik alma hakkımızı kullandık ve bu şekilde de yurt dışına vizesiz ve aktarmasız güneyden seyahat ediyorsak, o zaman 1960 antlaşmalarından doğan her hakkımızı da talep etmeliyiz.
Bunu yapar mı dört başlı hükümet?
Evet, para hakkımız vardı.
Bu da halen geçerlidir.
Ve en önemlisi AB vatandaşıyız.
Paramız da EUR'dur. O zaman paramızı isteyelim.
AB yok mu diyecek?
Kesinlikle hayır!
Ama yok, hayır olmaz değil mi?
Ananıza bu yapılamaz.
Onun parasını kullanmayacağız diyemeyiz.
Buz gibi haklarımızı bu şekilde tek taraflı olarak Kıbrıs Rum tarafına kullanma fırsatını siz devam ettirin.
Ondan sonrada rumlar haklarımızı elimizden aldı, nutkuna devam edin.
Kimlik, pasaporta ile uçun.
Seyat zevkini yaşayın.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler gibi!
Ama iş paraya gelince hakkımız olan EUR için harekete geçmeyin!
Evet, geçen sefer yazdık, maaşlarınız karşısında siz kaybetmiyor, ermiyorsunuz diye.
Bu yüzden ne gaylenizde değil mi?!