Evet nerede o günler.
O eski günler.
Huzur dolu.
Sevgi dolu.
Güzel olan o günler.
Yok şimdi.
Hiç bi şey kalmadı.
Hatırlayın o günleri.
O komşulukları.
O tatlı gece sohbetleri.
Misafirlik değildi, gerçek bi komşuluk vardı aslında.
Herkes bi şekilde bi şeyini paylaşırdı.
Hemen hemen her evin avlusunda su kuyusu vardı.
Helede köylerimizde.
Su çok vardı.
Ve ekip biçerdik.
Avlulularımızda,
Incir.
Nâr.
Erik.
Limon.
Portakal.
Asma Üzüm.
Hele de domates, salatalık, biber, patlıcan ekerdik.
Mis gibi olurdu.
Hormonsuzdu ve temiz tüterdi.
Nerede şimdi bunlar?
Yok!
Ev mi kaldı?
Hepsi de gitti, satıldı ve üzerlerinde apartmanlar yer aldı.
Beton yığını bir kuzey var şimdi.
Çocuktum ve bende ekerdim bişeyler evimize.
Hatta yumurta tavuk ve et tavuk da beslerdik.
Bütün komşularımız hemen hemen beslerdi.
Yan komşumuz vardı Tatlısulu rahmetlik Ali Sezinler dayı, o da beslerdi.
Ve çok da titizdi, bi koku gelmezdi kümeslerden, o kadar bir temizlik düşkünüydü ki anlatamam.
Tüm komşularımız öyleydi aslında.
Ne güzeldir o günler.
Kalmadı fakat hiç bir eser şimdi.
Herkes evini sattı oradan, bi tek Ali dayı, Babam ve eski Av. Tözün abi, o da anne babadan kalan evini satmayarak o güzel günleri yaşatmış oluyorlar bir nebze de olsa.
Ne güzeldi o günler.
Ah o günler.
O günlerimiz.
Hele de yemek piştiğinde komşular olarak bir birimize yemek gönderirdik.
Hatta okuldan çıktığımızda bir birimizin evinde kardeşçe yemek yerdik. Aslında bizler kardeştik ve kardeş gibi de yetiştirildik.
Okula hep birlikte yürüyerek giderdik.
Hep birlikte oyunlar oynardık.
Yakan top.
Saklambaç.
Ve kız erkek birlikte oynardık.
Çünkü kardeştik.
Bizler çok güzel günler yaşadık.
Mis gibi bir hayattı bizlerin o hayatı.
Ya şimdi?
Şimdi maalesef!
Yok böyle bi şey!
Eskisi gibi tütmüyor artık buraları.
Kalmadı artık bizi bize anlatan bi şey.