2017-2018 eğitim öğretim yılı 18 Eylül Pazartesi günü başlıyor. Yaklaşık 18 milyon öğrenci ders başı yapacak. Uzmanlar, ailelerin bu süreçte akademik başarıya odaklanmamaları, çocuklarının yetenekli oldukları alanlara daha çok ilgi göstermelerini önerdi.
Klinik Psikolog Doç. Dr. Gülin Evinç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk kez okula başlayacak çocukların genellikle ayrılık kaygısı yaşadıklarını belirterek, "Çocuğun özel olarak ayrılık kaygısı varsa ve ilkokul dönemine kadar doğru bir şekilde ele alınmadıysa okulda bunu artıran etkenlerden biri olacaktır." dedi.
Ayrılık kaygısı varsa ailelerin mutlaka çocuklarını bir çocuk psikoloğuna ya da psikiyatristine götürmeleri gerektiğini dile getiren Evinç, okullardaki rehberlik servislerinin de bu konuda kendilerine yardım olabileceğini söyledi.
Daha önceden ayrılık kaygısı olmayan çocuklarda da okula başladıklarında bu tarz durumların ortaya çıkabildiğine işaret eden Evinç, "Aileler bu durumu mümkün olduğunca sakin, ılımlı ve konuya olumlu yaklaşır aynı zamanda öğretmenle iş birliği yaparlarsa çok daha olumlu sonuçlar elde ederler." ifadelerini kullandı.
"DİKKAT EKSİKLİĞİ VE ÖĞRENME GÜÇLÜ OKUL DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKIYOR"
Doç. Dr. Evinç, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve öğrenme güçlüğü gibi bozuklukların okula başlayınca anlaşıldığını belirterek, bu durumlarda çocukların akademik olarak gelişimlerini takip edilmesi ve öğretmenlerinden geri bildirim almaları gerektiğini söyledi.
Dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü olan çocukların okumayacakları ya da bir yere gelemeyecekleri anlamına gelmediğini dile getiren Evinç, "Çok başarılı insanlarda da dikkat eksikliği, hiperaktivite ya da öğrenme güçlüğü ortaya çıkabiliyor. Bu bozukluklara sahip kişiler de çok başarılı olabiliyorlar. Yeter ki kendi yeteneklerini keşfetsinler zayıf olan yerleri de geliştirmek gerekiyor ama daha önemlisi asıl yetenekli alanı keşfetmeleri gerekiyor." dedi.
Doç. Dr. Evinç, 2017-2018 eğitim öğretim yılı dolayısıyla ailelere, şu önerilerde bulundu:
"Ailelerin bu süreçte başarı odaklı olmaması gerekiyor. Başarıyı, akademik becerileri takip etsinler ama not odaklı olduğumuz zaman çocuğunuzun başarı olasılığını düşürürsünüz. Çocuk o dönemdeki sıkıntısı nedeniyle düşük not alabilir. Sürekli notlarının takip edildiği durumda bu sefer her düşük not alındığında kendisini başarısız hisseder.
Çocuğun yapabilmesi, uğraşması çaba göstermesi ve çeşitli alanlarda motivasyonuna bakmak lazım. Bir çocuk, akademik olarak başarılı olmayabilir ama çalışıyordur ama sporda çok yeteneklidir. Spordaki yeteneğini görmezseniz çocuk hem sporda başarılı olamayacak hem de kendine güveni düşecek. Çocukların akademik olarak başarılı olmalarını bütün aileler ister. Burada odaklanmanız gereken şey çocuğun çalışmasıdır."