1950’li yıllarda Kıbrıs Rumlarının kilise öncülüğünde düzenlediği plebisit ile başlayan ve de yıllardır devam eden, arada çözüme ulaşıldığı sanılan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti var ama 1963’de müdahalelerle yıkıldı.
Garantörümüz 11yıl Anayasayı kökten yıkma teşebbüsüne kadar bekledi sonra anlaşmalı olarak adaya geldi ve anlaşmalı olarak ada bölündü.
Bu güne kadar da Kıbrıs Türkü dışında hiçbir taraf adada çözümü desteklemedi. Bölünmüşlüğünden başta BM’nin186 sayılı kararı ile Türkiye’nin da kabul ettiği Kıbrıs Cumhuriyetini temsil hakkı kazanan Rumlar bum gün AB üyesi bir dünya devleti.
Bizde ne var tabi ki her şeyini kaybetmiş bir halk.
En bu aşamada çözüm isteriz diyen partilere ve ya düzeni değiştireceğiz diyen partilerin samimiyetlerine inanmıyorum.
Türkiye’de halkına cahil diyecek cüreti gösterenler dâhil farklı ideolojilerde olmalarına rağmen ittifak kurarak düzeni değiştirme derdine düşmüşler ve anketlere göre de başaracakları görülüyor.
Bizde sözde barış ve çözüm ile birlikte düzeni değiştireceğiz diyenler eğer samimi olsalar ve bir ittifak kursalar olmaz mı?
Hayır dertleri söylediklerinin hiç biri değil hepsinin derdi yönetilecek olsalar da o kıymetli koltuklara oturarak hem kendilerini hem de müritlerini nemalandırmak.
Unutmayın ki sizler belki faydalanacaksınız ama torunlarınız ile birlikte Kıbrıs Türkü yok olacak. Mezarlarınızda rahat uyuyamayacaksınız ve lanetle anılacaksınız.
Hadi gösterin kendinizi o ideolojileri farklı olanların yaptığının fazlasını yapın. Kurtarın bu Kıbrıs Türkünü esaretten. Bir araya gelin hem düzeni değiştirin hem adaya barışı getirin.