Ortam gazetesi benim yaşamımda özel öneme sahiptir. Bu gazetenin köklü bir geçmişi var. Aralık 1981 tarihinden bu yana yayın yapıyor. Kendine ait bir yayın anlayışı var. Bir gazetecilik okulu.
Ortam bu günlerde tartışma konusu. Üzülerek belirteyim ki, bu tartışma mahkemelik olmuş durumda. Ortam'ın mülkiyetinin kim ya da kimlerde olduğu mahkeme önüne taşınmış bulunuyor.
Ne oldu da bu gazete böylesi bir tartışmanın konusu oldu sorusuna kendi bildiğimce cevap vermek istiyorum.
Tam tarih hatırlamıyorum, Ağustos ayının ilk haftası falandı, TKP Yeni Güçler Genel Merkezi'nde Genel Başkan Mehmet Çakıcı ile ikili bir sohbet sırasında genel olarak basından bahsediyorduk. Konu basının içinde bulunduğu maddi sıkıntılar çerçevesinde. Sohbetin buraya gelişi de partimizin yayın organı olan Haberatör gazetesindendi.
Birkaç gün önce Ortam gazetesi ile ilgili birşeyler işitmiştim. Bunları Sn. Çakıcı ile de paylaştım. Söylediğim şunlardı; Ortam'ın kapatılması gündemdeymiş, bazı "yetkililer", "kapatalım" derken bazıları ise "seçim zamanına kadar bekleyelim" diyormuş. en tuhafıma giden duyum ise, "Seçim kampanyaları başlayınca kapatalım" şeklinde olandı.
Bir şiyasetçi elindeki gazeteyi seçim kampanyası başladıktan sonra niye kapatsın? sorusu aklıma takılmıştı. Bunu Sn. Çakıcı ile paylaştım.
Sohbetin ilerleyen dakikalarında Sn. Çakıcı; "Nasıl kapacaklar ki, kapatmak için benden izin almaları gerekmez mi?" diye bir soru sordu. Şaşırdım elbette. Niye sizden izin istesinler ki? diye sordum.
Cevabı benim açımdan daha şaşırtıcıydı. "Toplumcu Ltd'in hisselerinin çoğunluğu benimle Mehmet Eş'in üzerinde de ondan" dedi. "Nasıl yani" diye üsteleyince geçmişte yaşadıkları bir takım gelişmelerden söz ederek sonuçta hisselerin yüzde 99 gibi büyük bir oranının kendisiyle Mehmet Eş'in üzerine devredildiğini söyledi.
TDP Genel Başkanlığından ayrıldıktan sonra hisseleri neden devretmediğini sordum. "Devretmek istedim ama borç var diye kimse almak istemedi" dedi.
Odada kısa süreliğine sessizlik oldu...ilk konuşan ben oldum. "Seçim kampanyası başlayınca kapatalım" şeklindeki duyumumu yineleyip, birilerinin bizim için kirli bir oyun tezgahlıyor olabilecekleri endişemi dile getirdim.
Ortam kapatılırsa ve bu gazetenin etrafta borçları varsa, alacaklılar alacağını alabilmek için mahkemelere koşacaklardı. Davalar açılırken davalı olarak mal sahipleri de dava edilecekti. İşte bu noktada alacaklılar büyük hissedar olan Mehmet Çakıcı ve Mehmet Eş'in kapısına gelecekti.
Böyle bir şey olmaya bilirdi, ama olabilirdi de. Olursa TKP Yeni Güçler kamuoyu önünde çok güç durumda kalırdı. Düşünsenize, genel başkanı piyasaya borç takmış, hatta çalıştırdığı işçilerin sosyal güvenlik yatırımlarını bile yatırmamış bir parti durumuna düşebilirdik.
Sn. Çakıcı'ya, "ya hemen bu hisseleri devredersiniz, ya da gazeteye sahip çıkarsınız" dedim. "İleride başımıza telafisi zor sorunlar açabilir bu konu" demeyi de ihmal etmedim.
Birkaç gün sonra Sn. Çakıcı, avukatıyla konuştuğunu ve gazetenin yönetimine sahip çıkmaya karar verdiğini söyledi.
İşte Ortam'la ilgili olup bitenlerin başlangıcı böyle oldu.
Son olarak şunu da belirtmek isterim. Bizim TKP Yeni Güçler olarak bir gazeteye ihtiyacımız yoktur. Çünkü, zaten bir gazetemiz vardır.
Mahkeme önümüzdeki günlerde Toplumcu Ltd'in sahipliğiyle ilgili kararını verecek. Ortam bugünkü gibi büyük hissedarları olan Çakıcı ve Eş'te kalırsa bağımsız gazete olarak yayın hayatına devam edecek.