Kelime anlamı olarak kendine dönük demek olan otizm, sosyal etkileşim ve iletişim kurmada sorunlara yol açan nörobiyolojik bir bozukluktur ve nedeni tam olarak bilinmemektedir.
Aileler genellikle çocukları hakkında yanlış fikirlere kapılmaktadırlar. Hiç söz dinlemeyen aşırı hareketli bir çocuğu varsa benim çocuğum kesin otizmli diye kendi kendilerine tanı koyduklarını gözlemlemekteyim. Buna karşın bazı ailelerin ise, seslere karşı hiç tepki vermeyen, adı söylendiğinde dönüp bakmayan bir çocuğu varsa otizm tanısı uzmanlar tarafından konmuş olsa dahi benim çocuğum havalı o yüzden size bakmıyor, işine gelmiyor gibi ifadeler kullanarak inkar sürecine devam ettiğini de söyleyebilirim. Bu iki tutumunda çok yanlış olduğunu belirtmek isterim.
Otizmden söz edebilmek için belirtilerin birkaç tanesinin bir arada görülmesi gerekmektedir ve bu belirtiler her çocukta birbirinden farklı olarak gözlemlenebilir fakat erken tanı için tek bir belirtinin bile görülmesi halinde uzmanlardan destek alınmalıdır. Bu belirtiler yaşamın ilk üç yılında kendini göstermeye başlar ve şu şekilde sıralanabilir:
- Çevresinde olup bitenlere ilgisizdir.
- Kendisine seslenildiğinde dönüp bakmaz ve adına tepki vermez.
- Konuşmasında gecikme görülebilir.
- İstediği bir şeyi işaret parmağıyla göstermez.
- Oyuncaklarıyla nasıl oynaması gerektiğini bilmez, taklit yapamaz.
- Onunla konuştuğunuzda dinlemez, ilgilenmez.
- Anlamlı-anlamsız sesler çıkarır.
- Sürekli aynı hareketleri tekrarlar.
- Uzun süre oturma davranışı sergileyemez.
Çocuğunuzda bu belirtileri fark ettiğinizde uzman bir çocuk psikiyatristi ile görüşme sağlayınız ve tanı konması durumunda vakit kaybetmeden özel eğitim uzmanlarından gerekli eğitimi almaya başlayınız. Otizmde erken tanı ve yoğun eğitimin önemini unutmayınız.